YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/8751
KARAR NO : 2007/10320
KARAR TARİHİ : 17.09.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 25.1.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında soyisim eklenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 39, 40, 43 ve 50 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olan davacının miras bırakanları … ve …’nin yazılmayan ve Iğdır olan soy isimlerinin yazılması istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamımız doğrultusunda kayıt malikleri soyadı kanunundan önce öldüklerinden kayıt düzeltme ve tescil istemi reddedilerek 39 ve 43 parsellerde … oğlu …, 40 ve 50 parsellerde … kızı …’nin davacı murisi … ’ın kardeşi … (…) olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve karara dayanak yapılan yasal gerekçelere göre tapu maliklerinin davacının muris olduğu ispatlandığından, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Önceki bozma ilamımız doğrultusunda soyadı eklenemeyeceği anlaşılan kayıt maliklerine soyadı eklenmesine ilişkin istemin reddinde dair verilen kararda yasaya aykırılık yoktur, nevarki mahkemece tespite ilişkin kurulan hüküm yasaya aykırı olarak oluşturulmuştur.
HUMK.nun 388. maddesinde bir kararın kapsaması gereken hususlar belirtildikten sonra 389. madde ile de, kararda iki tarafa yükletilen görev ve verilen hakların şüphe ve tereddüdü gerektirmeyecek biçimde açık olarak yazılması öngörülmüştür.
Hüküm fıkrası, kararın esası olup kanunda “hüküm” kelimesi yalnız hüküm fıkrası için kullanılmıştır. Bu nedenle mahkemece, hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalıdır. Hüküm fıkrası çok açık ve infazı mümkün olmalıdır. Şarta bağlı ve terditli olarak hüküm kurulmamalıdır. Dava, açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanmalı, hüküm fıkrasında asıl talep ile yardımcı talepler hakkında da karar verilmelidir.
Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Eldeki davada, Davaya konu parsellerin tümünde … oğlu … ve … kızı …’nin her ikisi de ¼’er maliktir. Dava dilekçesinden, davacının murisleri tapu maliklerine soyadı eklenmesine ilişkin isteminin tüm parselleri kapsadığı ve böyle bir istem olmadığı halde davaya konu parseller 39 ve 43 ile 40 ve 50 parseller olarak ikiye ayrılmak suretiyle değerlendirme yapılarak, 39 ve 43 parseller yönünden … oğlu …, 40 ve 50 parseller için ise … Kızı …’nin davacının murisi olduğu yolunda tespit hükmü oluşturulmuş, … oğlu … ile ilgili istem yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş, … oğlu … yerine … oğlu … olarak tespit hükmü kurularak yanılgıya düşülmüştür.
… Kızı … ile … oğlu …’nin davacı murisi olduğu dosya içerisine getirilen tapulama tutanakları, Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesinin 1980/310-375 esas karar sayılı veraset ilamı, Nüfus müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile yapılan araştırma ve keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanı ile ispatlandığından, mahkemece yapılması gereken, davaya konu tüm parsellerde Kaytancı Kızı … ile … oğlu …’nin davacı murisi olduğu yolunda bir tespit hükmü kurmak olmalıdır.
Kabule göre de, davanın reddedilen kısmı nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren davalı idare yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönün göz ardı edilmesi yanlıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle; hükmün bozulmasına 17.09.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi .