YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/8261
KARAR NO : 2007/10329
KARAR TARİHİ : 18.09.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.09.1995 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 17.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.09.2007 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili … ile karşı taraftan davalı … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı … 17.9.1973 günlü biçimine uygun düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili istemiş, yargılamalar sırasında … ise satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkı noterde biçimine uygun olarak düzenlenen 28.12.2001 tarihli sözleşme ile temlik aldığını ileri sürerek davaya katılmıştır.
Mahkemece satış vaadi sözleşmesinde sonradan ödeneceği kararlaştıran 17.000 Lira bakiye bedelin ödenmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ; hüküm, davacı ve katılan tarafından temyiz edilmiştir.
Yanlar arasındaki biçimine uygun düzenlenen 17.9.1973 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 48 parsel sayılı taşınmazdaki davalılara ve miras bırakanlarına ait toplam 1584/3840 paydır. Sözleşmede davalılar ve miras bırakanlarına ait bu payın 28.000 Liraya satıldığı, satış bedelinin … ’a ait hisse bedeli 7000 Liranın …’ya nakden ve tamamen ödendiği , bakiye 21.000 Liranın 4000 Lirasının diğer vaad borçlularına ödendiği, bakiye 17.000 Liranın ise tapuda ferağ sırasında ödeneceğinin yazıldığı görülmektedir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa hak ve borçlar yükler. Vaad alacaklısının borcu satış bedelini ödemek, vaad borçlusunun yükümlülüğü ise taşınmazın mülkiyetini karşı tarafa devir etmektir. Belirtilmelidir ki , hiçbir sözleşme ileride bozularak feshedilmek üzere yapılmaz. Şayet, sözleşme iki tarafa hak ve borçlar yüklemişse her iki tarafında sözleşme koşullarına uygun davranmaları « ahde vefa » kuralı gereğidir. Sözleşmenin bir tarafı karşı taraftan kendi öncelikli edimini yerine getirmeden karşı tarafın edimini yerine getirilmesini bekleyemez.
Somut olayda, 17.9.1973 günlü sözleşmede 17.000 Lira bakiye bedelin taşınmazın tapuda devri sırasında ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılar ve miras bırakanlarının bir kısmının isimlerinin yanlış yazıldığı , mevcut hali ile devrin yapılmasının mümkün olmadığı, bu eksiklik vaad borçlularınca giderilmediğinden yargılamalar sırasında mahkemece verilen yetkiye istinaden davacılar tarafından açılan dava neticesinde hükmen düzeltilerek, tapu kaydındaki yanlışlıkların düzeltildiği anlaşılmıştır. Dava konusu payların tapudan devri gerekli tapu kaydındaki düzeltmelerin yapılmaması nedeniyle mümkün olmadığından ve bu düzeltme vaad borçlularınca yapılmadığından, vaad alacaklısının temerrüde düştüğünden söz edilemez.
Dava konusu taşınmazda bir kısım davalılar miras bırakanı … ( 234/3840 paydaş ) … (117/3840 paydaş) mirascılarından … ve … satış vaadinde bulunmadıklarından payları iştirak halinde olup, iştirak çözülmeden … ve … payları yönünden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı yoktur.
Bu durumda, az yukarıda da açıklandığı gibi vaad alacaklısının temerrüdü söz konusu olmadığından, objektif iyi niyet kuralı gereği tapunun devri sırasında ödeneceği kararlaştırılan 17.000 Lira bakiye bedelden iştirak halinde mülk olması nedeniyle ifa olanağı bulunmayan 351/1584 paya isabet eden miktarı düşülerek , ifa olanağı bulunan … ve … payları dışında kalan dava konusu 1233/1584 paya isabet eden miktarı bulunarak, bunun dava tarihindeki değeri uzman bilirkişiye hesaplattırıldıktan sonra , belirlenen bu bedelin sözleşmede hisse karşılığının ödendiği belirtilen davalı … mirasçıları dışındaki diğer davalılara ödenmek üzere depo edilmesi için Borçlar Kanunun 81. maddesi uyarınca davacılara önel verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Tüm bu yönler bir yana bırakılarak yazılı gerekçe ile davanın tümden reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 500.00 Y.T.L. Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, 18.9.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi.