YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/8215
KARAR NO : 2007/9165
KARAR TARİHİ : 11.07.2007
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 6.11.2006 gününde verilen dilekçe ile mecra irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 16 parsel sayılı taşınmazı yararına davalılara ait 8 parsel sayılı taşınmazdan pis su ( kanalizasyon ) mecrası irtifakı kurulmasını istemiştir.
Davalılar imar planı uyarınca 16 parsel sayılı taşınmazın güney bitişiğindeki 14 parsel sayılı taşınmazla birleştirilmesi gerektiğini, her iki parselin tevhit edilmesi halinde pis su mecrasının güneydeki 103 no’lu sokakta bulunan kanalizasyon şebekesine bağlanacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hükmü, davalılar vekili temyiz etmişlerdir.
Dava, Türk Medeni Kanunun 744.üncü maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Anılan madde uyarınca ‘ Her taşınmaz maliki zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmeleri olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde,kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür…’
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle ;
Öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektirik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
Somut olayda; davacıya ait 16 parsel sayılı taşınmazın pis su (kanalizasyon) mecrası ihtiyacının bulunduğu gerçektir. Ancak, az yukarıda açıklandığı üzere irtifak hakkı tesis edilirken fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca davacı için en uygun ve en ucuz yerden değil, her iki tarafın yararları gözetilerek belirlenen güzergahtan tesis edilmelidir. Gerçekten, imar planı uyarınca davalılara ait 8 parsel sayılı taşınmazın kuzeyindeki 2 parsel sayılı taşınmazla bitişik nizam yapı izni bulunduğu hüküm altına alındığı şekilde 8 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinden verilecek mecra irtifakı bitişik nizam yapı yapılmasına engel olacağından fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırıdır. Bu nedenle, mecra irtifakı kurulması olanaklı tüm güzergahlar yeniden belirlenmeli ve özellikle 8 parsel sayılı taşınmazın güney sınırından kurulma olanağı da irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Öte yandan; Pis su ( kanalizasyonu )mecra irtifakı tesis edilen yerin genişliği, nasıl ve hangi araçlarla ve toprağın kaç metre altından geçirileceği de hükümde açıklanmamıştır. H.U.M.K.nun 388 maddesine aykırı olarak infazda tereddüde neden olacak şekilde karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 11.7.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.