YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5840
KARAR NO : 2007/6506
KARAR TARİHİ : 31.05.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.06.2001 gününde verilen dilekçe ile … su arkına elatmanın önlenmesi, mümkün olmadığı taktirde mecra hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, 1385 parsel sayılı taşınmazının kadimden beri “ Tornanın gölü“ olarak bilinen göletten ve davalıya ait 1823 parsel sayılı taşınmazın kuzey bitişiğinden geçen kanaldan sulandığını davalının … sulama kanalına elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ise bu parselden taşınmazı yararına mecra irtifakı kurulmasını istemiştir.
Yargılamalar sırasında mecra irtifkı kurulması istemiyle 1833 ve 1834 parsel sayılı taşınmazlar da davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece, davacı taşınmazının “ Köyün gölü “ isimli gölete daha yakın olduğu ve bu göletten sulanmasının daha az masraf gerektirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanunun 744 üncü maddesi uyarınca mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir. Anılan madde uyarınca ‘ Her taşınmaz maliki zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmeleri olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde,kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür…’
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur.Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalarda, istemin özelliği gereği en uygun yerin aranması ilkesinin geçerli olması ve bu davaların bir irtifak hakkı olmakla birlikte özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle ;
Öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektirik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği, ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli taşınmazların niteliğine göre atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Dava tarihi ile hüküm tarihi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş ve bu sürede de irtifak için öngörülen bedel davanın daha başında belirlenmiş ise, bu bedelin ödenmesinin mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olacağı durumlarda, hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak davranışları önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tesbiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında ;
Dosya kapsamı, toplanan deliller, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları beyanlarından dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde hangi ./…
taşınmazların hangi göletten sulanacağının çok uzun yıllar önce köylüler tarafından belirlendiği ve bu paylaşıma göre davacının taşınmazının 4.7.2006 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde 1 nolu havuz olarak gösterilen ve “ tornanın gölü” olarak bilinen göletten sulandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar , aynı bilirkişi raporunda 1 nolu havuz olarak gösterilen ve“ köyün gölü “ olarak bilinen göletin daha yakın olduğu anlaşılmış ise de; davacı taşınmazı kadimden beri “ tornanın gölü “ isimli göletten sulandığından davacı taşınmazı ile bu gölet arasında bulunan davalılara ait taşınmazlardan mecra irtifakı kurulması az yukarıda açıklanan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine daha uygundur. Bu nedenle, davacıya ait 1835 parsel sayılı taşınmazın “ tornanın gölü” isimli göletten sulanmasını saylayacak şekilde davalılara ait 1823, 1833 ve 1834 parsel sayılı taşınmazların 4.7.2006 tarihli bilirkişi raporunda mavi ile işaretli kesiminden yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde mecra irtifakı tesisine karar verilmelidir.
Mahkemece, bu yön göz ardı edilerek yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 31.05.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi.