Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2007/5701 E. 2007/6417 K. 28.05.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5701
KARAR NO : 2007/6417
KARAR TARİHİ : 28.05.2007

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2004 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/06/2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, köy tüzel kişiliği tarafından öncesi mera olan taşınmaza ait davalı gerçek kişi üzerindeki kaydın iptali ve davacı adına tescili istemi ile açılmıştır.
Hazine vekili tarafından mahkemeye sunulan 18.05.2005 tarihli dilekçede ise aynı taşınmazın mera olması nedeniyle kaydın iptali, mera olarak sınırlandırılması, davalının elatmasının önlenmesi ve mera üzerindeki muhtesatın kal’i talep edilmiştir.
Mahkemece davalı adına yolsuz oluşturulan tapu kaydının iptali, davacı köy tüzelkişiliği adına tescil isteminin reddi, davalı tarafından yapıldığı saptanan elatmanın önlenmesine taşınmazın üzerinde muhdesat bulunmadığından kal talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Çekişme konusu 9 parselin tapu kaydının mera olan 1584 parsel sayılı taşınmazın tahsis amacı değiştirilerek satışı sonucu davalı adına oluşturulduğu, tahsis amacının değiştirilmesine ilişkin Valilik Kararının idare mahkemesince iptal edildiği, böylelikle 9 parsel sayılı taşınmaz kaydının dayanağı kalmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu nedenle mülkiyet terkinine ilişkin davanın kabulünde bir yanılgı yoktur.
2- Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava başlangıçta köy tüzel kişiliği tarafından tapu iptali ve tescil istemi ile açılmıştır. Hazine ise 18.05.2005 tarihli dilekçesi ile 9 parsel öncesinin mera olduğunu, davalının mera olan bu taşınmaza yapı yaparak elattığını, yersiz elatmasının yıkım suretiyle giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Harçtan muaf olan hazinenin 18.05.2005 günlü dilekçesi mevcut davaya müdahil olarak katılma amacını değil, dava konusu taşınmaz üzerinde bağımsız bir hak iddiasında bulunma amacını taşımaktadır. Çünkü davacı köy tüzel kişiliğinin ileri sürdüğü hukuki nedenler ile Hazinenin ileri sürdüğü hukuki nedenler ve sonuç talepleri birbirinden farklıdır. Soruna bu açıdan bakılırsa gerek davacı köy tüzel kişiliği, gerekse Hazineye ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere davacı köy tüzel kişiliğinin tescil istemi reddedildiğine göre davalı vekili yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmemiş olması hükmün bozulmasını gerektirir ise de düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğin- den hükmün H.U.M.K. nun 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle; hüküm fıkrasının 9. bendinden sonra gelmek üzere “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 385.00 YTL vekalet ücretinin davacı ve müdahil davacıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine” tümcesinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, 28.05.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi .