YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4655
KARAR NO : 2007/8653
KARAR TARİHİ : 03.07.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 1.5.2003-10.2.2005 gününde verilen dilekçeler ile kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 26.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 3.7.2007 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı … vekili Av. … ile karşı taraftan davacı vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, evlilik birliği içinde bedeli ödenerek edinilen ancak davalı eş adına tapuda kayıtlı taşınmaz malın tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere; sicilde eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alınması gerektiğini ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tashihini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için aralarında Medeni kanunun 706. Maddesi (Önceki Medeni Kanunun 634. maddesi) hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme olması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve davası hukuki sebepten mahrum bulunduğundan ayın (mülkiyet) iddiası dinlenemez. Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması kaydın iptalini gerektirmez.
Somut olayda, davacı resmi şekilde yapılmış bir belgeye dayanmadığından salt tanık sözleri ile tapu iptali ve tescil isteğinin kabul edilme olanağı yoktur.
Kaldı ki, dava konusu taşınmazı sonradan diğer davalı … tapuda satış sureti ile kazanmıştır. Taraflar arasındaki ilişkiye yabancı olan bu davalı üzerindeki kaydın iptali için diğer davalı …’nin ayni hakkı yolsuz olarak kazandığını bilen veya bilmesi lazım gelen üçüncü kişi olması gerekir. Zira, Türk Medeni Kanununun 1024.maddesince yolsuz tescil haksız ve lüzum ifade etmeyen hukuki bir tasarruf mucibince yapılan tescildir. Davalı … ile davalı …’in lisede arkadaş olmaları başka delil ile kanıtlanmadığı sürece davalı …’in kötüniyetini göstermez. Ancak;
Davada ikinci kademede dava konusu bağımsız bölüm bedelinin tazminat olarak tahsili de dava edilmiştir. Mahkemece buna ilişkin iddia değerlendirilerek ve taraf delilleri toplanarak sonucu doğrultusunda bu istek hakkında bir hüküm kurulması gerekir. Değinilen yön araştırılmadan her iki isteminde reddi yanlıştır.
Kabule göre de; davalılardan Necla davacının tazminat talebinde hasmı olduğu halde hakkındaki davanın konusu kalmadığından söz edilerek reddi yanlıştır.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 500.00 YTL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 3.7.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.