Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2007/420 E. 2007/1038 K. 08.02.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/420
KARAR NO : 2007/1038
KARAR TARİHİ : 08.02.2007

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 10.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydında davacının murisi dedesi … oğlu … ‘nun “…” olan baba adının “…” olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş,
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Dava, Medeni Kanununun 1027.maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1- Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2- Nüfus Müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlarda istenmelidir.
3- Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde
kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4- İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava konusu, 4744 ada 2 parselin imar uygulamasından önce 41 ada 15 parsel olduğu ve bu parselinde kadastro tutanağının incelenmesinde tapu kaydına dayanılarak ölü olduğu, tutanağın beyanlar hanesinde belirtilmek suretiyle … oğlu …., adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı’da bu tespit maliki …., ‘nun “…” olan baba adının “…” olarak düzeltilmesini istemiştir. Kadastro tespiti tapu kaydına dayanılarak yapılmasına rağmen tespit dayanağı tapu kaydı getirtilmemiş, tespit bilirkişilerinin hayatta olup olmadığı araştırılmamıştır. Tespit bilirkişilerinden hayatta olan varsa tapu kayıt maliki …., ‘nun baba adının …’mi yoksa …’mı olduğu hususunda beyanları alınmalıdır. Nüfus Müdürlüğünden kayıtta geçen … oğlu …., ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı, Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile de taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mülkiyet nakline yol açmamak için düzeltilmesi istenen tapu kaydına ait kadastro tespitine dayanak tapu kayıtları, tespit bilirkişilerinin beyanları, Nüfus Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savclığı araştırması sonuçları geldikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.