YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3501
KARAR NO : 2007/4672
KARAR TARİHİ : 30.04.2007
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.3.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.4.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalılardan …’ın yersiz şikayeti üzerine, davalılardan …’e ait 4, 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların 125 metrekarelik, …’a ait 8 sayılı parselin 100 metrekarelik ve …’e ait 6 parsel sayılı taşınmazın 198,65 metrekarelik kısımları hakkında idari men kararı verildiğini ve dava konusu yerlerin idari kararın infazı suretiyle davalı … Kişiliğine teslim edildiğini, bu idari kararı bahane eden davalı köyün davacıların sözü edilen parsellerinin çevresine tel çekmelerine engel olduğunu iddia ederek davalı köy tüzel kişiliğinin dava konusu taşınmazlara vaki müdahalesinin men’i ile davacıların durumu açıklığa kavuşturmak için yapmış oldukları toplam 650,80 YTL masrafın davalılardan müştereken ve müteselsilen karar verilmesini istemiş, davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmiştir.
Dava tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı köy tüzel kişiliğinin idari men kararına göre dava konusu 4, 5, 7 ve 8 parseller ile 6 nolu parselin 98,65 metrekarelik kısmına vaki müdahalesinin men’i ile davalı …’a icra takibi sonucunda ödenen 117,45 YTL.nin adı geçen davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine dair 19.4.2005 günlü karar davalıların temyizi üzerine Dairemizce 3091 sayılı Kanun uyarınca verilen 7.1.2005 tarihli idari karara ekli, mütecaviz olarak gösterilen kişilerin yol ve dere kısımlarına ne şekilde elattıklarını gösterir krokinin getirtilmesi, davacıların iddiasının bu belgelere göre somut hale indirgenmesi ve yerelinde yapılacak keşifle iddia ve savunmaların rapor ve krokilere yansıtılması gerekirken yetersiz ve denetime elverişli bulunmayan rapor ve krokiye dayanılarak karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuştur.
Yargıtay bozma kararı uyarınca yeniden yapılan keşif sonunda rapor ve kroki düzenleyen fen bilirkişisi … keşif tarihinde davacılara ait parsellerin çevresinin telle çevrili bulunduğunu, buna göre, krokide kırmızı boyalı A ve B işaretli kısımlarda 6 sayılı parselin dereye toplam 39,72 metrekare tecavüzlü bulunduğunu, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların dereye bir tecavüzlerinin olmadığını, 7.1.2005 tarihli idari men kararına ekli fen bilirkişisi … tarafından çizilen krokinin bilimsel nitelik taşımadığını, bu krokide belirtilen sınır çizgisine göre (F) işaretli 359,97 metrekarelik kısımda 6 parselin, (G) işaretli 154,29 metrekarelik yerde 7 parselin (H) işaretli 132,9 metrekarelik yerde 8 parselin dereye tecavüzlü olduğunu, esasen sözü edilen rapor ve krokide tecavüz miktarlarının da doğru hesaplanmadığını bildirmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulmasına karar verildiği halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
Bozma ilamı uyarınca mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak 7.1.2005 tarih 2005/1 karar sayılı idari men kararının dayanağını teşkil eden ve fen bilirkişisi … tarafından düzenlenen 30.12.2004 tarihli krokinin de yardımıyla dere yatağı olduğu gerekçesiyle davacıların men’ine ve davalı köy muhtarlığına teslim edilen davacı …’in tecavüzü olarak gösterilen 255 metrekare , davacı …’in tecavüzü olarak gösterilen 125 metrekarelik ve …’ın tecavüzü olarak gösterilen 100 metrekarelik kısımların zeminde nereye tekabül ettiklerinin ve bu kısımların gerçekten dere yatağında mı, yoksa davacılara ait parsellerin çapları içinde mi kaldıklarının, eğer kısmen dere yatağında, kısmen davacılara ait çap kayıtları içinde kalıyorlarsa ne kadarının dere yatağında, ne kadarının çap kaydı içinde kaldığının kesin olarak saptanması, tesbit edilen gerçeklerin ehil bir bilirkişi tarafından hazırlanacak kroki ve rapora infaza elverişli biçimde yansıtılması, davacı talepleri konusunda ulaşılacak bu sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken infaza elverişli olmayacak biçimde bilirkişi krokisi üzerinde nereye tekabül ettiği de anlaşılamayan 98,5 metrekarelik kısım hakkında men’i müdahale kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.4.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.