YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/16648
KARAR NO : 2008/5129
KARAR TARİHİ : 15.04.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.10.2004 gününde verilen dilekçe ile inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.05.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av…. geldi, karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, evlilik birliği içerisinde iken gerçekte kendi namına satın alınan ve bedelinin de kendisi tarafından ödendiği halde, sicilde davalı eş adına kayıtlı taşınmazın tapu iptali ve tescili istemi ile açılmıştır.
Davalı, taşınmazın kendisi tarafından satın alındığını, bedelini de kendisinin ödediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tanık sözleri değerlendirilmek suretiyle istek hüküm altına alınmıştır.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere; sicilde eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alındığını ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tashihini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında Medeni Kanunun 706. maddesi hükmüne göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme olması gerekir. Böyle bir sözleşme yoksa davacının mülkiyet aktarımı için geçerli bir hukuki nedene dayandığından söz edilemez ve
ayın (mülkiyet) iddiası dinlenemez. Salt bedelin davacı tarafından ödenmiş olması veya eşler arasında temsil ilişkisinin bulunması da kaydın iptalini gerektirmez.
Somut olayda; davacı resmi şekilde yapılmış bir belgeye dayanmadığından ve delil dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığından mahkemece davanın reddi yerine tanık sözlerine bakılarak yazılı bazı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 550.00 YTL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 15.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.