Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2007/16036 E. 2008/328 K. 24.01.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/16036
KARAR NO : 2008/328
KARAR TARİHİ : 24.01.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı … Köyü Muhtarlığı vekili tarafından, davalı … aleyhine 01.09.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, dere yatağına kamelya ve kafeterya yapıldığı iddiasıyla köy tüzel kişiliği tarafından elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 14.5.2007 günlü bilirkişi rapor ve krokisinden T14, T18 ve T17 harfleriyle taralı 30,90 m2 yüzölçümdeki taşınmaz bölümüne oluşan elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Davacının iddiasının aksine yapılan uygulama ve tanık sözleriyle çekişmeli taşınmaz bölümünün “boşluk” olduğu saptanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18.madde hükmü karşısında bu tür yerler mülkiyetinin Hazineye ait olduğundan hiçbir kuşku bulunmamalıdır. Anılan yasanın 16/A maddesinde de “boşluklar” sözcüğüne yer verilmiş ise de, bu hükümdeki boşluklar sözcüğü hizmet mallarını ifade eder. Hazineye ait köy boşlukları ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesinde sayılan boşluklar aidiyet, kullanım, mahiyet ve nitelik bakımından birbirlerinden farklıdır. En önemli farklılık da mülkiyeti Hazineye ait köy boşluklarının koşulları varsa olağan üstü zamanaşımı yoluyla kazanılmalarının mümkün bulunmasıdır.
Somut olayda davacı köy tüzel kişiliği, dava konusu yerde herhangi bir amaçla zilyet olduğunu ileri sürmeksizin bu yere davalının kamelya ve kafeterya yaparak el attığını, o yüzden elatmasının önlenmesini iddia ve dava etmiştir. Görülüyor ki, kural olarak mülkiyeti Hazineye ait olan bu tür yerde davacı köy davalıdan üstün zilyetliğinin varlığını iddia edip kanıtlamadığından köyün aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece, ortaya çıkan bu durum gözetilmek suretiyle davanın husumet yokluğundan ötürü reddi yerine, istem yazılı olduğu şekilde hükme bağlandığından, karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.