YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/15875
KARAR NO : 2008/5128
KARAR TARİHİ : 15.04.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.01.2001 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2008 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar … ve … ile karşı taraftan davacı vekili Av…. … geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç ilişkisi iddiasına dayalı mülkiyet aktarımı istemine ilişkindir.
Davalılar, davacı ile inanç sözleşmesi yapılmadığını, sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi olduğunu, bunun koşullarının da ödemeler aksatılarak davacı tarafından yerine getirilmediğini, kaldı ki davacının yaptığı ödemelere uygun oranda mülkiyet talebinde bulunabileceğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, istek hüküm altına alınmıştır.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
Davada dayanılan 14.04.1987 günlü “adi ortaklık sözleşmesidir” başlıklı belgede, … Sitesi Yapı Kooperatifinin bir payında davacı … ile … …’ın ortak oldukları, işlemin ortaklardan … …’ın adına yürütüleceği, kooperatife eşit şekilde ödeme yapılacağı, ortakların anlaşamamaları durumunda ortaklık payının o günkü değeri üzerinden birbirine devredileceği, üçüncü kişiye devir halinde elde edilecek miktarın ortaklar arasında eşit şekilde paylaşılacağı yazılıdır.
İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen inançlı işlemin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın inanılan tarafından kullanma, yönetilme ve inanana iade şartlarını içeren borçlandırıcı bir işlemdir. Bu tanıma göre, 14.04.1987 günlü sözleşmeye tekrar dönülürse gerçekten, bu sözleşmenin bir inanç sözleşmesi olmadığı, sözleşme başlığında gösterildiği üzere bir adi ortaklık sözleşmesi olduğu görülür. Öyle olunca, davacının … yerde bir inanç ilişkisi varmış gibi mülkiyet nakli talebinde bulunmasına olanak yoktur.
Ne var ki, 14.04.1987 günlü sözleşmenin konusu olan dava dışı kooperatife ait pay, ferdileşme sonucu davalılardan … adına mülkiyet hakkına dönüşmüş, adi ortaklık ilişkisi de bu nedenle tasfiye aşamasına girmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının adi ortaklık ilişkisi nedeniyle sözleşmenin tarafı olan …’a yaptığı kanıtlanan ödemeleri bulmak, bulunacak bu ödemeleri dava tarihine göre güncelleştirmek, çoğun içinde az da vardır kuralına uygun olarak güncellemesi yapılan ve kanıtlanan ödemelerin davalılardan … …’dan tahsiline karar vermek olmalıdır.
Mahkemece, bu saptamalar bir yana bırakılarak taraflar arasında inanç ilişkisi varmış ve davacı bu ilişki ile yapması zorunlu edimlerini yerine getirmiş gibi istemin yazılı olduğu şekilde hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 15.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.