Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2007/14454 E. 2007/15571 K. 06.12.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/14454
KARAR NO : 2007/15571
KARAR TARİHİ : 06.12.2007

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.7.2003 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı yasanın 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.12.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir.
Davacılar Kadastro Müdürlüğünün 21.7.2003 tarihli işlemi ile 6977 parsel sayılı taşınmazda tersimat hatasının düzeltildiğini, ancak bu düzeltme işleminin hatalı olduğunu, taşınmazın doğu sınırında da tersimat hatasının bulunduğunu ileri sürerek, işlemin iptalini istemiştir.
Mahkemece, Tapu Sicil Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığı nedeniyle, diğer davalılar yönünden de Kadastro Müdürlüğünce taşınmazın doğu sınırında düzeltme yapılmaması nedeniyle iptal istendiğini, düzeltme isteminin reddi halinde 41.madde hükmünden yararlanma olanağının bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
3402 sayılı Yasanın 41.maddesi, “Kadastroları kesinleşmiş taşınmaz mallarda, vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce resen düzeltilir.”şeklinde iken 3.3.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı yasanın 9. maddesi ile,
“Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.
Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiş, böylece, açıklanan teknik hataların düzeltilmesinde vasıf ve mülkiyet değişikliğini engelleyen ifadeler madde metninden çıkartılmıştır. Ancak, buradaki mülkiyet değişikliğinden, orijinal ölçü değerlerinin zemine uyumlu hale getirilmesi amaçlanmakta olup, tapu iptali ve tescil yolu ile çözümlenecek nitelikte olan kadastro tespitine dayalı istemler bu madde kapsamında değerlendirilmemiştir.
Kadastro müdürlüğünün resen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı açıklanan düzeltme işlemlerinin ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin sulh hukuk mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişileri hasım göstererek işlemin iptalini isteyebilir. Düzeltme işleminin kadastro müdürlüğünce resen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir.
Eldeki davada da Kadastro Müdürlüğünce 6977 ve 6976 parsellerin tersimi sırasında 3548 ve 3477 numaralı kırık noktaların tersimatında hata yapıldığı gerekçesiyle 41.madde uyarınca düzeltme yapılmıştır. Davacı bu düzeltmenin eksik ve hatalı olduğunu ileri sürmektedir. Gerçekten de, taşınmaz başında yapılan keşifte alınan bilirkişi raporuna göre davacıya ait 6977 parselin yüzölçümü miktarında hata olmadığı, kadastro paftasının aynen korunması gerektiği, hatanın tevhid ve ifrazen oluşan işleme konu taşınmazların tevhid ve ifraz sırasında hata yapıldığı, bu hatanın Müdürlüğün yaptığı düzeltme işlemi ile de düzeltilemediği, düzeltme yapılırken sayısallaştırma hatalarının bulunduğu bildirilmiştir. Gerekçeli ve denetime uygun bilirkişi raporuna göre Kadastro Müdürlüğü işleminin hatalı olduğu açıktır. Davacı da tüm aşamalarda işlemin eksik olduğu ve hatalı olduğu iddiası ile iptal isteğinde bulunmuştur.
O halde; davacı sadece düzeltme işlemi sırasında taşınmazın doğu sınırında da hata bulunduğu halde bu yönde düzeltme yapılmamasını dava konusu etmemiş, işlemin tümden iptalini talep etmiş olduğundan 6976 parsel sayılı taşınmaz maliklerine karşı açtığı davanın kabulü gerekirken yukarıda yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi doğru değildir. Karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 6.12.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.