YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/13341
KARAR NO : 2007/15396
KARAR TARİHİ : 04.12.2007
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.7.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.7.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 74 parsel numaralı taşınmaz maliki olan murisinin tapu kaydında “… kızı … ” olarak yazılı bulunan isminin “… oğlu … ” olarak yazılması isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda isim düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun
702.maddesinin son fıkrası ile ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
… de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Mahkemece toplanan kanıtlar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Dava konusu taşınmaz, 1981 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında düzenlenen kadastro tutanağına göre, 637 tahrir numaralı vergi kaydı
ile … zilyetliğinde iken …’nın, taşınmazı 72, 73 ve 74 numaralı parsellere ayırarak 72 parsel numaralı taşınmazı kendisinde bıraktığı ve 74 numaralı parseli de …’ye haricen sattığından … kızı 1324 doğumlu … adına tespit ve tescil edilmiştir.
Mahkemece, tespitin dayanağı olan vergi kaydı ve bu kaydın uygulandığı 72 ve 73 parsellere ait tüm kayıtlar getirtilerek vergi kayıt maliki …’nın tespit maliki olan “… kızı 1324 doğumlu …” adında bir kızı bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve tutanak bilirkişileri de dinlenmemiştir.
Belirtilen nedenle mahkemece, dayanak vergi kaydı, kaydın uygulandığı diğer parsel kayıtları ve varsa bunlarında dayanak belgeleri ile vergi kayıt maliki …’nın tüm çocuklarını gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtilmeli tanık … ’ın beyanları da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Tüm bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmadığında karar bozulmalıdırç
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 4.12.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.