YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/11006
KARAR NO : 2007/13145
KARAR TARİHİ : 01.11.2007
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 8.12.2006 gününde verilen dilekçe ile sınırlama hatasının düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.4.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacının istemi kendisine ait taşınmazda var olan sınırlandırma hatasının düzeltilmesine ilişkindir.
Mahkemece, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan 30 gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılmadığı takdirde yapılan düzeltme kesinleşir. Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü, farklılıklarında kadastronun dayandığı teknik konularda belirtilen hata sınırları içinde kalanların düzeltilmesine Kadastro Müdürlükleri yetkilidir” şeklindedir.
Görülüyor ki, sınırlandırma hatası bulunduğu ileri sürülerek taşınmaz yüzölçümünün düzeltilmesi isteminin inceleneceği mercii yukarıda sözü edilen 41. madde uyarınca Kadastro Müdürlüğüdür. Şayet istek kabul edilirse aleyhine düzeltme yapılan malikler mahkemede dava yoluna gidebilir. Bu durumda mahkemece HUMK.nun 7.maddesi hükmü de gözetilerek idari makamın görevine giren bir iş kendisine arzolunduğundan davanın yargı yeri nedeniyle reddi yerine işin esasına girilerek zemin ve pafta durumunun uyumlu olduğu gerekçesiyle reddi doğru görülmemiştir. Ancak, verilen hüküm sonucu itibari ile doğru olduğundan, hükmün gerekçesinin HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca yukarıda açıklandığı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek kararın düzeltilmiş bu hali ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklana nedenlerle yerel mahkeme kararının gerekçesinin HUMK.nun 438/son maddesi uyarınca düzeltilmesine ve kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 1.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.