Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2007/10985 E. 2007/12777 K. 25.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/10985
KARAR NO : 2007/12777
KARAR TARİHİ : 25.10.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapudaki ölü kaydının sağ olarak düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 13.06.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, maliki bulunduğunu ileri sürdüğü 107 ada 42 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar ile 146 ada 28 parsel sayılı taşınmazların kayıtlarında ölü olduğuna dair yazılan şerhin “sağ” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, 107 ada 42 ve 47 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 146 ada 28 parsel yönünden ise red kararı verilmiş, hükmü davalı vekili 107 ada 42 ve 47 parseller için verilen kabul kararı yönünden temyize getirmiştir.
Davayı açan …, … oğlu 22.04.1975 doğumludur. Çekişme konusu 107 ada 42 ve 47 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbiti 1996 yılında yapılmıştır. Tesbit senetsizden … oğlu …’nın 20 yılı aşkın süredir zilyet ve tasarrufunda iken 1976 yılında öldüğü ve mirasçılarının tam olarak bilinmediği açıklanıp “maliki … oğlu … ölüdür ” şerhi beyanlar hanesine yazılmak suretiyle “… oğlu …” adına yapılmıştır. Davacının doğum tarihi itibariyle tesbit tarihi olan 1996 yılında 20 yılı aşkın süredir zilyet olduğunun kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki, malikin 1976 yılında öldüğü de edinme sebebi bölümünde yazılmış olup, nüfus kayıtlarına göre de davacının babası … oğlu …’nın 1978 yılında öldüğü anlaşılmaktadır. Gerçekten tesbitin açıklandığı gibi davacının babası adına yapıldığı, ne var ki baba isminin “…” olarak yazıldığı görülmektedir. Tesbit bilirkişisi olarak görev yapan ve tanık olarak da duruşmada dinlenen … …, … … ve … … kadastro tutanaklarının edinme sebebi bölümünde yazılı hususlar ile duruşmadaki beyanları arasında çelişki olacak şekilde ifade vermişlerdir. Ancak sonuç olarak gerek edinme sebebi bölümünde yazılı olanlar, gerekse tesbit bilirkişilerinin beyanları gerçekte tesbitin davacının babası adına yapıldığını açıkca işaret etmektedir.. Malikin ölü olduğunun beyanlar hanesine yazılması da bunun en önemli kanıtıdır.
Tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemli davalarda en önemli ve gözden kaçırılmaması gereken husus, mülkiyet nakline neden olmamaktır. Mülkiyet nakline sebep olacak biçimde verilecek bir kararın, tapu malikinin diğer mirasçılarının hukukunu etkileyeceği açıktır.
Somut olayda da; yukarıda açıklandığı şekilde davacının gerçekte tapu maliki olmadığı, verilen kabul kararı ile 107 ada 42 ve 47 parsel sayılı taşınmazların mülkiyetinin babasından davacıya aktarıldığı, böylece tapuda kayıt düzeltimi davasının amacının dışına çıkıldığı görülmektedir. O halde, sözü edilen parseller için davanın reddine karar vermek yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 25.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.