YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/109
KARAR NO : 2007/1117
KARAR TARİHİ : 12.02.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.04.2006 gününde verilen dilekçe ile hasılat kira sözleşmesine aykırılık nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 18.04.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 01.01.2003 başlangıç tarihli bir yıl süreli hasılat kira sözleşmesine aykırılık nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş,
Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Yanlar arasındaki 01.01.2003 günlü ve bir yıl süreli kira sözleşmesi Borçlar Kanunun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kirasına ilişkindir.
Borçlar Kanunun 287. maddesi uyarınca kira süresi belli ise ve taraflar yasanın öngördüğü fesih nedenine dayanıp, fesih ihbarında bulunmamışlarsa kural olarak bir yıl daha yenilenmiş sayılır. Dolayısıyla yine kural olarak davada dayanılan 01.01.2003 günlü bir yıl süreli sözleşmenin 01.01.2005 tarihine kadar uzatılmış sayıldığının kabulü gerekir.
Ne var ki somut uyuşmazlıkta, davalı kiralayan davacının dayandığı sözleşmenin bir yıl süreli olduğunu, 01.01.2004 gününde sözleşme süresinin dolduğunu, bu sürenin bitiminden sonra davacının işletmeyi davanın ihbar edildiği …’a devrettiğini, onun onayıyla dava dışı …’la 01.01.2004 günlü bir yıl süreli kira sözleşmesinin yapıldığını, sözleşme süresinde akde aykırılık bulunmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
Gerçekten; davacı kiracının dava dilekçesinde yaptığı açıklamalara bakılırsa, davacı kiracı ile davanın ihbar edildiği, … arasında bir ortaklık ilişkisinin bulunduğunu, davacının da ikrar ettiği görülmektedir. Dava dilekçesindeki ayrıntılı ikrar beyanı karşısında davalıdan ayrıca yazılı bir delil istenemez. Diğer taraftan davacının dava dışı …’ın keşide ettiği 15.05.2004, 15.06.2004 ve 15.07.2004 günlü her biri 5.000.000.000 TL lik senetler aldığı, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine icra takiplerine giriştiği anlaşılmaktadır. Bütün bunlardan ayrı davalı 01.01.2004 günlü sözleşmeyle aynı işyerini kiraya verdiği …., veya onun adını taşıyan şirket aleyhine kira bedellerinin ödenmesinde temerrüt nedeniyle tahliye davası açmış, İcra Hakimliğince 27.10.2004 tarihinde tahliyesi emrolunan iş yerinden davanın ihbar edildiği …., hükmen tahliye edilmiştir.
Özellikle, davacının dava dilekçesindeki açıkladığı vakıaları dosyaya giren icra dosyaları da desteklemektedir. Bu deliller davalının savunması doğrultusunda olayların akışına uygun irdelenip incelenmeden ve hangi haklı nedenlerle kabul edilmediği karar gerekçesinde açıklanmadan aslında hukuki olan bir konuda bilirkişi raporuna bağlı kalınarak davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru değildir.
Mahkemece yukarıda yazılan hususlar incelenerek değerlendirilip yerinde görülmezse gerekçesi belirtilmek üzere karar bozulmalıdır.
2-Birinci bentteki bozma nedenine göre davacı kiracının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesi gerekmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı kiralayan yararına BOZULMASINA, 2. bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.