Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/7076 E. 2006/8448 K. 13.07.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/7076
KARAR NO : 2006/8448
KARAR TARİHİ : 13.07.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.3.2005 gününde verilen dilekçe ile sınırlandırma hatasının düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 9.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 349 ada 1 parsel sayılı taşınmazının kadastro tespiti sırasında 19 Mayıs Caddesi sınırının 57 metre olmasına rağmen 65,65 metre olarak alındığı, dayanak kaydın aplike edilmesi sırasında hata yapıldığı böylece kendilerine ait 5296 metrekarelik alanın kuzey sınırının yukarıya doğru çekildiğini ileri sürerek, çapın dayanak kayda göre düzeltilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın kendilerine yöneltilemeyeceğini savunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tersimat hatasının düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Olaya uygulanması zorunlu 3402 sayılı Kadastro Kanunun 41.maddesi “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.” şeklindedir.
Dava konusu taşınmazın dayanağı olan 1983 tarihli 29 yevmiye numaralı (1300 parsel) tapu kaydında yüzölçümü düzeltilmesi için açılan dava görülmekte iken bölgede kadastro çalışmaları yapılarak taşınmazın malik hanesi ve yüzölçümü miktarı belirlenmeden tutanağının düzenlenmesi nedeniyle dava kadastro mahkemesine devredilmiş ve bu dava davacıların tespite itiraz davası ile birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, 5296 metrekare olarak çap ve yüzölçümü miktarı belirlenmiş, davalı Orman İdaresi ve Hazinenin temyizi üzerine de Yargıtay 20 Hukuk Dairesince dayanak tapu kaydının tescil krokisinin fenni sıhhate sahip olmadığı, değişken sınırlı olması nedeniyle de miktarı ile geçerli bulunduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı onanmış 13.2005 tarihinde de mahkeme kararı kesinleşmiştir. Şimdi davacılar, kesinleşmiş ilam ile kadastral şekli belirlenen kaydın yeniden dayanak kayda göre tersim edilmesini talep etmektedirler. Az yukarıda değinilen Tersimat hatalarının düzeltilmesine ilişkin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41 maddesi ile, kadastro tespiti sırasında yapılan, ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan kaynaklanan fenni hataların ilgilisinin başvurusu veya kadastro müdürlüğünce resen düzeltilebileceği öngörülmüştür.
Eldeki davada, taşınmazın geometrik durumu aynı istemlerle açılan ve kadastro mahkemesinde sonuçlandırılan davada davacının temyiz de etmediği kesinleşmiş hükümle belirlenmiş olup, düzeltilmesi gereken bir fenni hatanın bulunmadığı sabittir. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 41 maddesi kapsamında düzeltilmesi gereken bir fenni hatanın varlığından söz edilemeyeceği gibi, bu tür istemlerinde kadastro müdürlüğüne yapılması gerektiği hususu Yasanın amir hükmüdür.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde, 41 madde kapsamındaki düzeltmelerin mahkemeden istenemeyeceği, eldeki uyuşmazlık da madde kapsamında kalan bir hatanın bulunmadığı sabittir. Kaldı ki, tersimat hatası düzeltilmesi isteminin bu hatada yararına hukuki durum oluşan kişilere yöneltilmesi gerekirken, dava konusu taşınmaz ve sınırdaki taşınmazlarla hiçbir hukuki bağlantısı olmayan, diğer bir anlatımla dava konusu subjektif hakla ilgisi bulunmayan kişilere karşı davanın yöneltilmesi ve kabul kararı ile birlikte davalı sıfatı taşımayan kişilerin yargılama giderlerinden de sorumlu tutulması hususu da usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekirken yazılı bazı gerekçelerle kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda yazılan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine 13.7.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.