Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/7017 E. 2006/10067 K. 29.09.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/7017
KARAR NO : 2006/10067
KARAR TARİHİ : 29.09.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.03.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 31.03.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, haksız işgal nedeniyle elatmanın önlenmesi ve işgal tarihi olan 01.02.2001 tarihinden başlamak üzere 1.000.000.0000 TL haksız işgal tazminatı ödetilmesi istemleriyle açılmıştır.
Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davalının dava konusu dükkâna elatmasının önlenmesini 800.000.000 TL işgal tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazla istemin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından ve özellikle aynı yer icra müdürlüğünün 2002/535 sayılı takip dosyası ile tarafların iddia ve savunmalarından davalının dava konusu taşınmazı kiracı sıfatı ile elinde bulundurduğu kira başlangıç tarihinin 01.02.2001 olduğu aksi taraflarca iddia ve savunulmadığından; kiranın gayrimuayyen süreli hale geldiği, tarafların kira bedeli konusunda da anlaşamadıkları görülmektedir. Taraflarca kira parası yazılı bir sözleşme ile kararlaştırılmadığından mahkemenin bu bedeli bilirkişiye hesaplatarak kira parasını ödediğini kanıtlaması zorunlu kiracı davalıdan tahsiline karar vermesinde bir yanılgı yoktur. Ancak;
Az yukarıda sözü edildiği üzere kiranın 01.02.2001 tarihinde başladığı ancak sözleşmenin süresiz hale geldiği anlaşılmaktadır. Adi kira ilişkisini düzenleyen Borçlar Kanunun 262. maddesi hükmünce süresi belli olmayan sözleşmelerinde akdin feshi için ihbar yapılması zorunludur. Anılan hüküm gereğince fesih ihbarının altı aylık bir müddetin hitamı için üç ay evvel yapılması gerekir. Her ne kadar davacı kiralayan davalı hakkında icra takibi yapmış ise de bu takip kira parasının ödenmesindeki temerrüde dayalı olduğundan eldeki meni müdahale (tahliye) davası için feshi ihbar yerine geçmez. Hal böyle olunca, tarafların varlığını kabul ettikleri adi kira ilişkisi fesih ihbar yapılmadan kiracı tahliye edilemeyeceğinden mahkemece davacının tahliye (meni müdahale) talebinin reddi yerine yanlar arasındaki ilişkinin niteliğine yanlış anlam verilerek bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.09.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.