Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/6310 E. 2006/7374 K. 26.06.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/6310
KARAR NO : 2006/7374
KARAR TARİHİ : 26.06.2006

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 23.8.2004 gününde verilen dilekçe ile arka vaki müdahalenin meni istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 9.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 100 yılı aşkın süredir var olan ve taraflarca müştereken kullanılan arka, davalının kırmak ve içini beton doldurmak suretiyle vaki müdahalesinin men’ini istemiş, davalı ise; davacı ile kardeş olduklarını, taraf taşınmazlarının müşterek muristen intikal ettiğini, yapılan rızai ve harici taksimde murise ait evin ve evin içinde bulunduğu arazinin davacının hissesine düştüğünü, dava konusu arkın bu eski eve ait olduğunu, ancak davacının eski evi yıkarak yerine daha büyük bir ev yapınca, dava konusu arkın, büyütülen yeni evin saçak sularını taşıyamaz hale geldiğini, bunun üzerine davacının kendi taşınmazından yeni bir ark açması konusunda anlaştıklarını ve eski arkı kırdıklarını anlatarak kendisini savunmuştur. Yerel mahkeme, dava konusu su borusunun davacı tarafından kullanılacağı yönünde yapıldığı ileri sürülen anlaşmanın davacı tarafından kanıtlanamadığı, su borusunun davalının taşınmazında olan kısmının kırıldığının anlaşıldığı nedenlerle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava su arkına vaki müdahalenin men’i istemine ilişkindir.
Mahallinde yapılan keşifte, uygulanan ve tarafların yarı yarıya hissedar bulundukları 25.5.1966 tarih 79 nolu tapu kaydının tarafların ellerinde bulundurdukları taşınmazların tamamını kapsadığı anlaşılmaktadır. Dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık, taşınmazın taraflara babalarından intikal ettiğini, harici ve rızai taksime tabi tutulduğunu, dava konusu arkın murisin evinin saçak sularını taşıyan ark olduğunu doğrulamışlardır. Gerçi mahalli bilirkişi arkın ne zaman büz içine ve yer altına alındığını ve davalının müdahale edip etmediğini bilmemekle birlikte, davacı tanığı arkın 5 yıl önce davalı tarafından kırıldığını ifade etmiştir. Dava konusu büzün kırılıp içinin betonlandığı kısmın ortak mülkiyetin hukuken sonlandırılmasına kadar geçici kullanımı ortaya koyan taksime göre davalı hissesine düşen tarafta olduğunda uyuşmazlık yoktur. Zirai bilirkişi büz içinden geçen arkın davacının saçak suyunu taşıyabilecek kapasitede olduğunu ve davalı taşınmazına bir zarar vermeyeceğini bildirmiştir. Teknik bilirkişi … arkı gösteren kroki düzenlemiştir.
Eldeki dosyada toplanan delillerden başka yanlar arasında devam eden ve münderecattan geçerek de kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/47 esas numaralı dosyasında ki deliller ve o dosya hükmü de uyuşmazlık konusu yer ve işle ilgili olup eldeki dosya uyuşmazlığı için kesin delil teşkil eder niteliktedir. O dosyanın davacısı eldeki dosyanın davalısıdır. Yine o dosyanın davalısı eldeki dosyanın davacısı durumundadır. Çekişme konusu iş ise su arkından kaynaklanmaka olup ark geçirme nedeniyle yapılan müdahalenin kaldırılması istemiyle ilgilidir. Sözü edilen dosya da toplanan deliller ile tarafların aynı taşınmazda paydaş bulundukları ve ark geçirme konusunda kesin kurala bağlı bir paylaşımın yapılmadığı nedeniyle davalı yanın müdahalesinden söz edilemeyeceği hükme gerekçe yapılarak dosya davacısı …’in dosya davalısı …’e açtığı dava red ile sonuçlanmış ve verilen mahkeme hükmü denetimden geçerek kesinleşmiştir.
Eldeki dosyada çıkarılan uyuşmazlık da önceki dosyadaki ark ile aynı olup sadece arkın taşıyabileceği temiz ve atık su miktarında farklılık vardır. Orada verilen karar arkın geçtiği zemin hakkında yanlar arasındaki uyuşmazlığı kesin çözüme bağlamıştır. Artık eldeki davada bu arkın davacı tarafça kullanılıp kullanılamayacığı tartışma konusu yapılamaz. Önceki dava bu arkın davacı tarafça kullanılacağını hükme bağlamıştır. Tartışılacak yön bu arktan akıtılan temiz ve pis su miktarının arkın kapasitesini aşıp aşmadığı noktasında toplanmaktadır. Az yukarıda belirtildiği gibi bu konuya ilişkin bilirkişi raporları arkın taşıyamayacağı bir su kullanımının söz konusu olmadığı noktasında birleşmektedir.
Görüldüğü üzere, … su arkının (büz) öteden beri var olduğu ve davacı tarafından kullanılmasının da önceki hükümle güvence altına alındığı kanıtlandığından, davalının, tanık anlatımları ile sabit olan bu arka kırmak ve içini betonla doldurmak suretiyle yaptığı müdahalenin men’ine karar verilecek yerde kararda yazılı olduğu gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, 26.6.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.