YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/6198
KARAR NO : 2006/7835
KARAR TARİHİ : 03.07.2006
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 02.01.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.05.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda isim düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702.maddesinin son fıkrası ile ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir.
3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, 02.01.2006 tarihli dilekçesi ile 1030 sayılı parsel 3500 m2 tarla cinsli taşınmazda 1/2 pay maliki, 1081 sayılı parsel 707 m2 tarla cinsli taşınmazda tam malik, 934 sayılı parsel 1637 m2 tarla cinsli taşınmazda tam malik, 4408 sayılı parsel 3130 m2 tarla cinsli taşınmazda 1/2 pay maliki ve yine 3697 sayılı parsel 32900 m2’lik taşınmazda 21/7200 hisse maliki olduğunu, ancak senetsizden oluşan tapulama tutanakları sonucu tapu kayıtlarında … oğlu … olarak yazılan baba isminin nüfus kaydına uygun olarak … oğlu … şeklinde baba isminin düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, duruşmada dinlenen tespit bilirkişisinin ve davacı şahitlerinin beyanları, zabıta araştırması ve Nüfus Müdürlüğünün cevabi yazısına göre, verilmiş bulunan keşif kararından sarf-ı nazar edilerek davanın kabulüne, gerekçeli kararda 1030-1081-934-4408 sayılı parsellerde malik hanesinde davacı …’ün tapuda … olan baba isminin nüfus kaydına uygun şekilde … olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Davalı İdare vekili, kadastro tespit bilirkişileri dinlenmediği nedeni ile ve re’sen görülecek yönlerden temyiz etmiştir.
Dava, Medeni Kanunun 1027 maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama ve toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Öncelikle dava konusu 4408 sayılı parselin tapu kaydı ve 3697 sayılı parselin tapu kaydı ve 3697 sayılı parselin tesciline esas olan Kadastro Mahkemesinin 1988/245 Esas, 1989/18 Karar sayılı dosyasının getirtilip incelenmesi gerekir. Duruşmada dinlenen ve tapulama tespit bilirkişisi olduğu beyan edilen … …in dosyadaki tapulama tutanaklarında tespit bilirkişisi olarak ismi yazılı değildir. Bu nedenle tapulama tutanaklarında ismi yazılı tespit bilirkişileri mahkemece dinlenerek tapulama tutanakları içeriği kendilerine okunarak denetime elverişli beyanlarının alınması gerekir. Ayrıca davacı 1030 sayılı parselde ve 3697 sayılı parselde … evladı olarak çok sayıda kardeşleri ile birlikte müşterek malik olarak yazıldığına göre davacının aile nüfus kayıtları getirtilerek, kardeşleri ile davacı arasında ki bağlantının sağlanması gerekir. Ayrıca 934 sayılı parselin ve 1030 sayılı parsellerin tapulama tutanağında davacının bayii olarak ismi geçen … … ve …in, ayrıca 4408 sayılı parselin müşterek paydaşı Mustafa oğlu … … dinlenerek, yukarıdaki ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılıp gerekirse şahitler ve tespit bilirkişileri keşfen dinlenerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde tesis edilen hükmün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabulü göre de; kısa kararda davanın kabulüne karar verildiği halde, gerekçeli kararda dava konusu 3697 sayılı parselle ilgili müspet veya menfi karar tesis edilmemiş bulunması yasaya aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.07.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.