Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/5354 E. 2006/8567 K. 17.07.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/5354
KARAR NO : 2006/8567
KARAR TARİHİ : 17.07.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.4.1994 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davacı ……n davasının kabulüne, diger davacılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 27.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar …ve … Bağlıca vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değer yönünden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
1- Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre, davalı … taşınmazı aleyhine kurulmuş bir geçit hakkı olmadığından bu davalının temyiz itirazlarının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekmiştir.
2- Davalı …Bağlıca’nın temyiz itirazlarına gelince;
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747 (önceki Medeni Kanunu’nun 671.) maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir.
./..
-2-
2006/5354-8567

Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken, aleyhine geçit kurulan taşınmazın kullanım bütünlüğü bozulmamalıdır. Taşınmazın kullanım bütünlüğünün bozulmasının zorunlu olduğu hallerde bu husus gerekçelendirilerek geçit hakkı tesisi edilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak, özellikle tarım alanların nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu miktarı aşan bir yol verilecekse bunun gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliğine uygun atanacak bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel hükümden önce depo ettirilmeli, şayet dava tarihi ile hüküm tarihi arasında taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş ve bu sürede de geçit için öngörülen bedel davanın daha başında belirlenmişse, bu bedelin ödenmesine karar verilmesi halinde, mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olunacağı durumlarda hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak davranışları önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tesbiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Medeni Kanunun 748/3. maddesi uyarınca Tapu Siciline kaydı da gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacılar, taşınmazları yararına davalılara ait parsellerden geçit hakkı kurulmasını istemişler, yargılama aşamasında 744 parsel sayılı taşınmaz maliki … Uysal dışında kalan davacılar davalarını … terk etmişlerdir.

Mahkeme davacı ……n 744 parsel sayılı taşınmazı yararına davalılar …ve…ya ait 2489 parselden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, hükmü 2489 parselin paylı maliki …Bağlıca vekili temyiz etmiştir.
Davacı taşınmazının genel yola bağlantısının bulunmadığı ve yol ihtiyacının olduğu sabittir. Ne var ki; yapılan inceleme ve araştırma ile alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki;
Davacı taşınmazının batı sınırında paftasına göre kuru dere bulunduğu ve bu derenin yol ile birleştiği görülmektedir. Mahkemece, söz konusu derenin niteliği, geçide elverişli olup olmadığı ve davacının dereden geçerek yola ulaşma olanağının bulunup bulunmadığı, gerçekten derenin davacının yol ihtiyacını karşılayıp karşılamayacağı yönleri üzerinde durulmadan sonuca gidilmesi doğru değildir.
Diğer yandan, bununla birlikte yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda geçit ihtiyacı saptanırken ve yol belirlenirken davacının subjektif koşullarına, kişisel arzularına göre değil, objektif esaslara göre karar verilmelidir. Davacı taşınmazına geçit verilebilecek tüm alternatifler üzerinde durulmalı, geçit ihtiyacının nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve taraf yararları da gözetilerek araştırma ve inceleme yapılmalı, uygun geçit yeri taşınmazların kullanım durumlarına göre ayrıntılı olarak saptanmalı, en az zarar görecek yer belirlenmeli ve denetime uygun rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu araştırma ve inceleme sırasında DSİ.ne ait servis ve bakım yolu olarak kullanılan taşınmazlarla ilgili ve bu yolların kullanımı konusunda DSİ.den görüş sorularak olumlu cevap alınması halinde bu yola irtibatı sağlayacak seçenekler de değerlendirmeye alınmalıdır.
Zorunlu geçit hakkı isteyene bu hakkın tanınması, diğer koşulların varlğının yanısıra, geçit yükümlüsü veya yükümlülerine yasal deyimi ile tam bir bedel verilmesi halinde mümkün olur. Geçit kurulacak yerin tam ivaz bedeli, yol olarak verilecek yolun uzman bilirkişilerce belirlenecek değeri, bu yerde bulunan ağaç, ürün, bina, vb. muhdesatın değeri ile aleyhine geçit kurulacak taşınmazda geçit nedeniyle meydana gelecek değer düşüklüğü toplamından oluşur.
Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler göz ardı edilerek yeterli ve gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, geçit bedeli bu ilkeler ışığında hesaplanmadan ve güncelleştirilmeden, bundan ayrı olarak saptanan geçit bedeli hükümden önce depo ettirilmeden, yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 bentte açıklanan nedenlerle davalı …’nın temyiz itirazlarının reddine, 2 bent uyarınca davalı …Bağlıca’nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 17.7.2006 tarihinde oybirilği ile karar verildi.