YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/4838
KARAR NO : 2006/6053
KARAR TARİHİ : 29.05.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.03.1998 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.11.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ölüme bağlı tasarruf suretiyle kazanılan hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, kesin süreye uyulmaması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununda ölüme bağlı tasarrufların tanımı yapılmamışsa da doktirinde ölüme bağlı tasarruflar “… bir kişinin terekesinin geleceğine ve yapılmasını arzu ettiği hususlara ilişkin ve hukuki sonuçlarını kendisinin ölümü anında meydana getiren hukuki işlemler..” şeklinde tanımlanmaktadır.
Somut olayda; davacılar vasiyet borçlusu … … tarafından düzenlenen 19.06.1985 tarihli resmi vasiyetnameye dayanmıştır. Gerçekten, bu vasiyetnameye dayanılarak açılan Sivaslı Tereke Hakimliğinin 1987/1 esasındaki dava 07.03.1990 tarihinde karara bağlanmış ve kesinleşmiştir. Vasiyetnamenin tenfizine ilişkin anılan hükmün iptali doğrultusunda dava açıldığı savunulmadığı gibi dosya kapsamından da bu konuda bir kanıt olmadığı görülmektedir.
Önceki Medeni Kanunun 541, Türk Medeni Kanunun 600.maddesi hükmünce vasiyet alacaklısı, yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde vasiyet edilen malın teslimini veya bu hakkın devrini ya da vasiyet konusu bir davranış ise bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebileceği gibi yine bu vasiyetnameye dayanarak da bu hakkını üçüncü kişilere karşı ileri sürebilir.
Görülüyor ki, somut uyuşmazlıkta … …’dan miras yoluyla geçen kazandırıcı zilyetliğe değil bu kişi tarafından düzenlenen 19.06.1985 tarihli vasiyetnameye dayanılmış ve tapu iptali istemi ileri sürülmüştür. Davada miras yoluyla geçen hakka dayanılmadığından … …’nun diğer mirasçılarından davaya katılması veya Türk Medeni Kanunun 640.maddesine göre terekesine bir temsilci atanarak davanın bu temsilci huzuruyla sürdürülmesi gerekmez. Mahkemece, bu durum gözden kaçırılarak davacılara gerekmediği halde süre tanınması ve bunun sonucunda da kesin süreye uyulmadığından bahisle davanın reddedilmiş olması yasaya aykırıdır. Çekişmenin esası incelenmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.05.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.