YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/3688
KARAR NO : 2006/5210
KARAR TARİHİ : 02.05.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.3.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
1-Uyuşmazlık konusu 287 ada 3 parsel sayılı taşınmaz öncesi dava dışı Helvadere Belediyesi Tüzel Kişiliğinin merası olan 608 parsel sayılı taşınmazdan gelmektedir. Davalı bu taşınmazı 15.3.1999 tarihinde belediyeden satış suretiyle edinmiştir. Dosya kapsamından taşınmazın bulunduğu yerde imar uygulaması yapıldığı imar planlarının 11.10.1996 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinde 5334 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış ve bu değişiklikle Hazine adına tescili gereken 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar planları içindeki yerleri yerleşim yeri olarak işgal edilenlerin ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescillerinin bedel talep edilmeksizin aynen devam edeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı Belediye adına tescil edilmiş davalı taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek 15.3.1999 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan gerçek yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı Belediyeye bedel ödeyerek satın alan davalıdan da talep etmesi düşünülemez. Bu bakımdan mahkemece davalıya taşınmazın emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı kadar bedel depo ettirilmesi ve bunun davacı Hazineye ödenmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamış, düşülen yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
2- Mahkemece 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinin 2.fıkrasında sözü edilen uygulama yapılarak davacıya taşınmazın emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı Hazineye ödenmek üzere depo ettirilmiştir. Taşınmazın bedeli davacı tarafından depo edildiğine göre dava konusuz kalmaz. Bu gibi durumlarda yasa hükmü gereği Hazinenin Yasa uyarınca davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkemenin davanın konusuz kaldığından bahisle reddine karar verilmesi bu bakımdan doğru olmamıştır.
Yine kabule göre, davalının Hazineye ödenmek üzere taşınmazın emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısını depo ettirmek demek Hazine tarafından açılan davayı kabul etmek anlamına gelir. Böyle olunca yargılama giderleri ve Avukatlık ücretinden de HUMK.nun 417 maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması gerekir. Bu yönün göz ardı edilmesi de doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 2.5.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.