Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/351 E. 2006/1947 K. 23.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/351
KARAR NO : 2006/1947
KARAR TARİHİ : 23.02.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.10.2005 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, çekişmeli parseldeki vakıf şerhinin silinmesi istemine ilişkindir.
Davacı …, dava konusu taşınmazın maliki Vesime İnan mirasçılarından olup, taşınmazdaki elbirliği halindeki maliklerdendir. Miras bırakan tapu maliki Vesime İnan’ın veraset ilamına göre davacı dışında bir mırasçısı daha bulunmaktadır. Davacı, tek başına bu davayı açarak tapu kaydındaki vakıf şerhinin kaldırılmasını istemiştir.
Elbirliği halinde mülkiyette (somut olayda olduğu gibi) mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Medeni Kanununun 701-703 maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin “ortaklığın” tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan herbirinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğul sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil, ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Medeni Kanunumuzda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği kural olarak benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı
mahkemece resen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortağın oluru alınmaksızın veya Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek çekişmenin esasının incelenip dava kabul edildiğinden karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 23.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.