Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/2868 E. 2006/16446 K. 29.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/2868
KARAR NO : 2006/16446
KARAR TARİHİ : 29.12.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.03.2005 gününde verilen dilekçe ile meraya dayalı tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.07.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava reddedilmiş, kararı davacı Hazine vekili temyiz etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından çekişme konusu 2484 ve 2485 parsel sayılı taşınmazlar öncesinin 1953 yılındaki kadastro tesbit çalışması sırasında 538 numaralı mera parseli olarak sınırlandırıldığı, uygulanan imar planında ise konut alanı olarak bırakıldığı 8.10.1990 tarihinde ise Valiliğin istemesi üzerine anılan yerin 3290 sayılı Yasayla değişik 2981 sayılı Yasanın 10.maddesi (b) bendi uyarınca davalı Belediye adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada davacı Hazine, Belediye adına oluşan sicil kayıtlarının yasaya uygun düşmediğini ileri sürmüştür. Görülüyor ki, 2484 ve 2485 parsellerin davalı Belediye adına tescil edilmesinin nedeni ve dayanağı 2981 sayılı Yasanın 10 maddesidir.
Gerçekten, uygulamada kısaca “İmar Affı Kanunu” olarak da nitelendirilen imar ve gecekondu mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak işlemleri düzenleyen 2981 sayılı Yasanın tapu verme başlıklı 10. maddesinin (b) ve (c) bendinin 4.fıkrası hükümlerine göre Yasanın öngördüğü koşulların varlığı halinde bu gibi yerlerin Belediye ve … İdareler adına tescili olanaklıdır. Ancak, mahkemenin karar gerekçesinde doğru olarak saptadığı
üzere Belediye adına yapılan tescil Yasanın aradığı şartlar yerine getirilmeden, eksik ve yetersiz işlemler sonucu gerçekleştirilmişse bu tescil yolsuz tescil niteliğinde olacağından her zaman bu iddia ile dava açılması olanaklıdır.
Bu nedenle çekişmeli taşınmazların Belediye adına intikal ve tescilinin yolsuz tescil olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
2981 sayılı Yasanın 10/b maddesi uyarınca ancak, üzerinde imar mevzuatına aykırı olarak toplu binalar inşa edilmiş, hisseli veya … parselasyona dayalı arsa veya arazilerde hisse miktarları ve fiili kullanma durumları dikkate alınarak, 10. maddenin (c) bendi 4. fıkrası gereğince de yine üzerinde yapılanma bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler hak sahipleri adına tespit ve tescil edilebilir. Açıkça söylemek gerekirse, dava konusu parsellerin 2981 sayılı Yasa uyarınca parselasyona tabi tutularak tapuya bağlanması üzerinde imar mevzuatına aykırı olarak yoğun yapılanma bulunması koşuluna bağlıdır. Diğer taraftan, 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi gereğince yolsuz da olsa tescilin davalı Belediye adına devam edebilmesi için yine bu yerin yerleşim yeri olarak işgal edilmiş olması gerekir. Ancak, bu koşulların varlığı halinde davanın reddi olanaklıdır. Ne var ki somut olayda incelenen paftasından dava konusu 2484 ve 2485 parsellerin bulunduğu alanda böyle bir yapılaşmanın olmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca mahkemenin davayı kabul etmesi gerekirken, 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinin önerdiği koşulların varlığının takdirinde yanılgıya düşülerek reddi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 28.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.