YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/21
KARAR NO : 2006/683
KARAR TARİHİ : 01.02.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.10.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.12.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi; inanç sözleşmesi, inanç gösterilene bir hakkın kullanılmasında davranışlarını, inanç gösterenin tespit ettiği amaca uydurmak borcunu yükler. Diğer bir anlatımla, inanç gösterilen kişi, inanç gösteren namına yapılacak bir işlemden sonra, taşınmazın mülkiyetini ona yani inanç gösterene geçirme yükümlülüğü altına girmiştir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
İnanç sözleşmeleri anılan İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delil ile kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı taraf elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı (HUMK.m.292) niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesinin “tanık” dahil her türlü delil ile kanıtlanması olanaklıdır.
İddiasını yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa her türlü delille kanıtlayamayan davacının yemin deliline dayanması durumunda mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
./..
2006/21-683
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, 232 ada 1 prasel sayılı taşınmazı davalı ile birlikte satın aldıklarını, ancak tapunun davalı adına oluştuğunu, taşınmazın 1/2 payının kendisine ait olduğuna dair davalı ile aralarında düzenlenmiş adi yazılı belge bulunduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Davacı; taşınmazı davalı ile birlikte satın aldıklarını, daha sonra 1/2 payın kendisine devredileceğini ileri sürmektedir. İnançlı işlemin kanıtı olarak da davalı tarafından imzalandığını ileri sürdüğü tarihsiz harici sözleşmeye dayanmaktadır. Bu yazılı delil davalıya gönderilerek isticvabı sağlanmalı dinlenmeyen tanığın beyanına başvurulmalı, yazılı delil ile sonuç elde edilmezse, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığını bildiren davacıya bu hakkı kullanıdırılmalı ve bundan sonra bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile davanın reddi doğru görülmediğinden hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.2.2006 gününde oybirilği ile karar verildi.