Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/15695 E. 2006/16263 K. 27.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/15695
KARAR NO : 2006/16263
KARAR TARİHİ : 27.12.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.06.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; yayla olduğu iddia edilen çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydının iptali ve … siciline işlenmesi istemiyle açılmıştır.
Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerçekten; 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre, yaylak; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Mera, yaylak ve kışlakların … mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesi olanaksız olduğu gibi sınırlarının daraltılması da mümkün değildir.
Çekişme konusu taşınmaz … Beldesi, … Mahallesi … Mevkiinde bulunmaktadır. …, …, …, …, …, … …, … ve … adlarıyla bilinen yaylalarla çevrilidir. Burası ülkemizin en büyük yaylalarının yer aldığı «… Yaylası» olarak anılmaktadır. Ancak; dosyada yer … haritasından ve keşif yerinde dinlenen yerel bilirkişi beyanından, dava konusu taşınmazın … Yaylası olarak bilinen yerin daha kuzeyinde, … olduğu bildirilen … Köyü yakınlarında bulunduğu görülmektedir.
Davalı taraf da savunmasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerin … … (eski adı …) Köyü sınırı içersinde kaldığını, … Köyünün … bir köy olduğunu, taşınmazın yayla ile bir ilişkisi olmadığını ileri sürmüştür.
Yaşamını genelde çiftçilikle sürdüren kişilerin hayvanlarını
otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, … yapmak, bağ ve … yetiştirmek için tarım taşınmazlarına ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri olgusunu göz ardı etmek, mera, yaylak ve kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamak mümkün değildir.
İddia ve savunma ile az yukarıda anlatılanlara göre, davada sağlıklı bir sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmazın … … Köyü sınırları içinde kalıp kalmadığının ve bu köyün ikamet edilen veya tarım alanları kapsamında olup olmadığının saptanması önem kazanmaktadır.
O nedenle, öncelikle ilk adı … olan köyün kuruluş tarihi İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğünden sorulmalı, böylelikle … Köyünün … köy olup olmadığı yönü üzerinde durulmalı, yine bu köye ait en eski tarihlisinden başlamak üzere idari sınır belgeleri ile sınırlar bir haritaya bağlanmışsa haritası da istenilmeli, … Köyüne ait mevcut en eski sınırname yerel bilirkişiler yardımıyla keşfen zemine uygulanmalı, köyün kuruluşundaki idari sınırları belirlenmeli, dava konusu taşınmazın … Köyünün ilk idari sınırları kapsamında kalıp kalmadığı saptanmalı, eğer dava konusu taşınmaz … … Köyünün idari sınırları içersinde kalıyorsa seçilecek ve keşifte bulundurulacak harita mühendisi bilirkişiye daha önce sağlanacak eski tarihli memleket haritasındaki durumu incelettirilmeli, köyün ikamet edilen veya tarım alanları içinde kaldığı belirlenirse … mülkiyete konu teşkil edeceği kabul edilmeli, bu arada taşınmazın kadastro tutanağı edinme sebebi sütununda yerel bilirkişiler çekişmeli yerin … … Köyünün tarım alanında kaldığını, davalı tarafa … Köyünden kişilerce satılarak temlik edildiğini beyan ettiklerinden davalı tarafa satan veya onun murislerine ait nüfus kimlik bilgileri getirtilerek bu kişilerin gerçekten … Köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadıkları yönü üzerinde durularak tutanak bilirkişilerinin sözleri denetlenmeli, bütün bunların sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır.
Tüm bu inceleme ve araştırma yapılmadan davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.