Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/14418 E. 2006/16346 K. 28.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/14418
KARAR NO : 2006/16346
KARAR TARİHİ : 28.12.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.06.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.02.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 29.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, çekişmeli taşınmazın öncesinin yayla olduğu, zilyetlikle kazanılmasının söz konusu edilemeyeceği iddiasıyla tapu iptali ve … siciline işlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece; orman tahdit sınırları dışında kalan yayla olduğu tespit edilen kısım ile ilgili davanın kabulüne, orman tahdit sınırları içinde kalan kısım ile ilgili davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı Hazine vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Orman Mühendisi Bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve krokide dava konusu taşınmazın bir kısmının 1951 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içinde bulunduğu bildirilmiştir. Davacı Hazinenin orman iddiası ile açtığı bir davası bulunmadığına göre orman tahdit sınırları içinde kaldığı bildirilen B harfi ile gösterilen kısım ile ilgili davanın reddi doğru olup, bu nedenle Hazinenin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalının temyiz itirazına gelince;
… taşınmazın 1992 yılında Belediye teşkilatı kurulan, 19.1.2002 tarihinde imar planı kesinleşen … ilçesi … Beldesi … mahallesinde bulunduğu, taşınmazda ve çevresinde yapılaşmalar olduğu, etrafında …, …, …, …, …, …, …, … ve … adlarıyla bilinen yaylaların bulunduğu, 950-1200 rakımda olduğu, … yere kuşuçuşu 900 metre mesafede … mahallesinde bulunan 1200-1250 rakımlı bir taşınmazın aynı nedenle dava konusu edildiği ve Hukuk Genel Kurulunun 31.1.2001 tarih, 2000/8-1836 Esas 2001/13 Karar sayılı ilamı ile yayla kabul edildiği, yapılan yargılama, toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif, keşif sonucu verilen bilirkişi raporları ile sabittir. Taraflar arasında bu hususlarda ihtilaf olmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
… taşınmazın bulunduğu bölge herkezce bilinen … ve meşhur “… yaylasıdır” Burası ülkemizin en büyük yaylalarından biri olup davalı taşınmazın bağlı bulunduğu belde ile birlikte az yukarıda sayılan tüm yaylalarla beraber bir bütünü oluşturmaktadır. Bütünün içindeki bir bölümün değişik isimle anılması ona farklı işlem yapılmasını gerektirmez. Bütünün tabi olduğu uygulama onun içinde geçerlidir. Yayla olan yerin sakinleri tarafından amacının dışında … evler yapılarak yaygın yapılaşma ve yerleşmeye sebebiyet verilmesi, bağlı bulunduğu belde de Belediye teşkilatı kurulması, hizmet binalarının yapılması, imarın geçerek kesinleşmesi, kısa veya … süreli … mülkiyete dönüştürülerek kullanılıyor olması-az yukarıdaki hukuki düzenlemeler kapsamında-taşınmazın öncesinin … yayla olma gerçeğini ortadan kaldırmaz. Hukuk Genel Kurulu Kararı sonucu yayla olduğu kabul edilen yerle çekişmeli taşınmaz arasında farklı işlem yapılmasını gerektiren fazla bir mesafe ve rakım farkı da bulunmamaktadır.
HUMK.nun 238/2.maddesine göre “… ve Meşhur olan hususlar münazaalı sayılmaz.” Davalı taşınmazın bulunduğu … Yaylası sadece bölge halkı tarafından bilinen bir yer değil herkesin bildiği tanıdığı yurt genelinde … olan bir yerdir. Öncesi …, … ve meşhur bir yayla iken sonradan yaygın bir yapılaşma sonucu yerleşme alanı haline getirilen bu yerin … nazaran daha serin olmasından ötürü niteliğinin değiştirilerek … yapı olarak kullanılması taşınmazın “yayla” olma özelliğini kaybettirmez. Bilinen bu gerçekler karşısında orman mühendisi bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısım ile ilgili davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, Harçlar Kanunun 13/J maddesi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 28.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.