YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/1293
KARAR NO : 2006/2683
KARAR TARİHİ : 10.03.2006
MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.12.2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 21.8.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak 21. parsel sayılı taşınmazdaki 15 numaralı bağımsız bölümün adına tescili için 10 milyar değer göstererek Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonunda sözleşmede gösterilen değere göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm temyiz edilmeden kesinleşmiş ve yasal süresi içerisinde başvurulan Sulh hukuk Mahkemesinde davanın reddine karar verilmiştir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davalarında taşınmazın aynı çekişmeli olduğu için görevli mahkemeyi taşınmazın dava tarihindeki değeri belirler. (HUMK. m.1/2-2/1) Görev kuralları kamu düzeninden olduğu için tarafların görevli mahkemeyi belirleme konusunda usul sözleşmeleri düzenlemeleri, taşınmazın aynına ilişkin davalarda dava değeri konusundaki anlaşmaları mahkemeyi bağlamaz. Bu nedenledir ki taşınmazın keşfen belirlenecek değerine göre görevli mahkemenin saptanması gereklidir.Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşme 21.8.1981 tarihinde düzenlenmiş, …’de bulunan dairenin 800 liraya satış vaad edilmiştir. Ülkemizde yaşanan ekonomik değişimler karşısında dava konusu dairenin dava tarihindeki değerinin 800 lira olduğunun kabulü halin icabı ve hayatın olağan akışı ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki davacı da dava değerini 10 milyar gösterilerek Asliye Hukuk Mahkemesinde davasını açmıştır. Gerek dava dilekçesindeki değer, gerekse …’de bulunan bir dairenin günümüz koşullarında 800 lira olamayacağı hususu da nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine 10.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.