Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/12856 E. 2007/1050 K. 08.02.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/12856
KARAR NO : 2007/1050
KARAR TARİHİ : 08.02.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.6.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davacı köy ve müdahil hazine yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 22.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı köy temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadim mera iddiasına dayalı tapu iptali ve sınırlandırma istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hükmü davacı köy temsilcisi temyiz etmiştir.
Dosyada, davacı köy tüzel kişiliği temsilcisi 19.12.2002 tarihinde duruşmaya gelmediği, davalı köy temsilcisi ve müdahil hazine temsilcisi davayı takip edeceklerini söylemelerine rağmen celse ara kararının 2.maddesi ile “davacı köy muhtarının davasını yenileyince kadar H.U.M.K.nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına” karar verildiği, bu celse ile ilgili yenileme işleminin yapılmadığı, 27.3.2003 tarihinde davacı köy temsilcisinin duruşmaya gelmediği, davalı köy temsilcisinin davayı takip etmeyeceğini beyan ederek zabtı imzaladığı, müdahil hazine temsilcisinin ise davayı takip edip etmeme konusunda görüş aldıktan sonra beyanda bulunacağını söylediği, sonraki celselerde herhangi bir beyanda bulunmadığı, davacı köy temsilcisi tarafından süresi içerisinde verilen 10.4.2003 tarihli dilekçe ile davanın yenilendiği, buna rağmen 3.7.2003 tarihli celse ara kararı ile davacı köy hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, 9.6.2005 tarihli celsede davacı ve davalı
köy temsilcileri duruşmaya gelmedikleri, müdahil hazine temsilcisinin hazır olduğu ancak kendisinin de davayı takip etmeyeceğini söylediği mahkemece “davacının davasını yenileyinceye kadar H.U.M.K.nun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği” davacı köy temsilcisinin 15.6.2005 tarihli dilekçe ile yenileme talebinde bulunduğu, dava yenilenerek duruşma ve işlemlere devam olunduğu, bu arada deliller toplanarak dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapıldığı, 22.12.2005 tarihli celsede davacı köy bakımından 3.7.2003 müdahil hazine bakımından 12.9.2005 tarihi itibariyle H.U.M.K.nun 409/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
H.U.M.K.nun 409/maddesine göre “oturuma çağrılmış olan tarafların hiç biri gelmediği veya gelip de takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir”. Mahkemenin kararına esas aldığı 19.12.2002 tarihli celseye davacı temsilcisi gelmemiş ise de, davalı köy temsilcisi ve müdahil hazine temsilcisi iştirak ederek davayı takip edeceklerini bildirdiklerinden H.U.M.K.nun 409/1.maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılması mümkün değildir. Dosyayı işlemden kaldırabilmek için iki tarafın takipsiz bırakması gerekir. Taraflardan herhangi birinin duruşmaya gelerek davayı takip edeceğini bildirmesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. Diğer celselerde taraflarca takip edilmeyerek işlemden kaldırılma kararları üzerine davacı temsilcisi tarafından süresi içerisinde yenileme dilekçeleri verilerek davanın yenilenmesi sağlanmıştır.
Mahkemenin 19.12.2002 tarihli oturumda H.U.M.K.nun 409/I.maddesine aykırı şekilde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermesi ve bu karara dayanarak davacı hakkında H.U.M.K.nun 409/son maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması hususunda hüküm kurması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temsilcisinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 8.2.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.