Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/12558 E. 2006/15083 K. 14.12.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/12558
KARAR NO : 2006/15083
KARAR TARİHİ : 14.12.2006

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.4.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.6.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalıya ait taşınmaza iyi niyetle yaptığı duvar ve peyzaj amaçlı diktiği ağaçların bedelinin zemin değerinden fazla olduğunu 186,12 m2 kısmının adına tescilini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuş, Mahkemece, dava kesin hüküm nedeniyle reddedilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanunun 724. ve 729.maddelerine dayanılarak açılmış temliken tescil istemine ilişkindir.
Davalı tarafından davacının da içinde bulunduğu kişiler aleyhine Altınekin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/29 E. 2004/17 K. dosyası ile açılan davada dava konusu 135 ada 1 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istenmiş, Mahkemece, elatmanın önlenmesine, tecavüzlü duvarın kal’ine karar verilmiştir.
Eldeki dava ise, davacı taşınmazda yaptığı duvar ve peyzaj amaçlı diktiği ağaçların bedelinin zemin değerinden fazla olduğundan taşınmazın 186,12 m2 kısmının Türk Medeni Kanununun 724.ve 729.maddeleri hükmünce tescili istemiyle açılmıştır.
Kesin hüküm, H.U.M.K.nun 237 maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükmü göre maddi anlamda kesin hükümden söz edebilmek için, davanın
taraflarının, davada dayanılan hukuki sebebin ve dava konusunun aynı olması gerekir. Somut olayda; Altınekin Asliye Hukuk Mahkemesi’nde elatmanın önlenmesi ve kal istenmiş; eldeki dava da ise, taşınmaza dikilen ağaçların ve o davada kal’ine karar verilen duvarın değerinin arzın değerinden fazla olması nedeniyle temliken tescil isteminde bulunmuştur. Kesin hüküm olgusunda aranması gereken dava sebepleri (dayanılan vakıalar) ilk dava ile sonradan açılan bu davada farklı olduğundan, kesin hüküm söz konusu değildir. Mahkemece işin esası incelenecek yerde, kesin hükümden söz edilmek suretiyle davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın yatırana iadesine, 14.12.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.