Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2006/10587 E. 2006/10380 K. 04.10.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/10587
KARAR NO : 2006/10380
KARAR TARİHİ : 04.10.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 29.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.1.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava; çekişmeli taşınmaz evveliyatının yayla olduğu, zilyetlikle kazanılmasının söz konusu edilemeyeceği iddiasıyla tapu iptali ve özel siciline işlenmesi istemine ilişkindir.
Nizalı taşınmazın 1992 yılında Belediye teşkilatı kurulan, 19.1.2002 tarihinde imar planı kesinleşen … ilçesi … Beldesinde bulunduğu, taşınmazda ve çevresinde yapılaşmalar olduğu, etrafında …, …, …, …, …, …, …, … ve … adlarıyla bilinen yaylaların bulunduğu, 950-1200 rakımda olduğu, nizalı yere kuşuçuşu 900 metre mesafede … mahallesinde bulunan 1200-1250 rakımlı bir taşınmazın aynı nedenle dava konusu edildiği ve Hukuk Genel Kurulunun 31.1.2001 tarih, 2000/8-1836 Esas 2001/13 Karar sayılı ilamı ile yayla kabul edildiği, yapılan yargılama, toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif, keşif sonucu verilen bilirkişi raporları ile sabittir. Taraflar arasında bu hususlarda ihtilaf olmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Nizalı taşınmazın bulunduğu bölge herkezce bilinen maruf ve meşhur “… yaylasıdır” Burası ülkemizin en büyük yaylalarından biri olup davalı taşınmazın bağlı bulunduğu belde ile birlikte az yukarıda sayılan tüm yaylalarla beraber bir bütünü oluşturmaktadır. Bütünün içindeki bir bölümün değişik isimle anılması ona farklı işlem yapılmasını gerektirmez. Bütünün tabi olduğu uygulama onun içinde geçerlidir. Yayla olan yerin sakinleri tarafından amacının dışında yazlık evler yapılarak yaygın yapılaşma ve yerleşmeye sebebiyet verilmesi, bağlı bulunduğu belde de Belediye teşkilatı kurulması, hizmet binalarının yapılması, imarın geçerek kesinleşmesi, kısa veya uzun süreli özel mülkiyete dönüştürülerek kullanılıyor olması az yukarıdaki hukuki düzenlemeler kapsamında taşınmazın öncesinin … yayla olma gerçeğini ortadan kaldırmaz. Hukuk Genel Kurulu Kararı sonucu yayla olduğu kabul edilen yerle çekişmeli taşınmaz arasında farklı işlem yapılmasını gerektiren fazla bir mesafe ve rakım farkı da bulunmamaktadır.
HUMK.nun 238/2.maddesine göre “Maruf ve Meşhur olan hususlar münazaalı sayılmaz.” Davalı taşınmazın bulunduğu … Yaylası sadece bölge halkı tarafından bilinen bir yer değil herkesin bildiği tanıdığı yurt genelinde maruf olan bir yerdir. Öncesi …, maruf ve meşhur bir yayla iken sonradan yaygın bir yapılaşma sonucu yerleşme alanı haline getirilen bu yerin … nazaran daha serin olmasından ötürü niteliğinin değiştirilerek yazlık yapı olarak kullanılması taşınmazın “yayla” olma özelliğini kaybettirmez. Bilinen bu gerçekler karşısında davanın kabulü doğru olduğundan davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ancak; yapılan keşifte taşınmazın durumunu ve yöreyi bilen yerel bilirkişiler dava tarihinde taşınmazın metrekare fiyatının 15 YTL olduğunu bildirmişlerdir. Bu durumda 15 YTL/m2’ye göre taşınmazın bulunacak değeri esas alınarak davalıdan alınacak karar harcının hesaplanması gerekirken daha yüksek miktar üzerinden hesaplanması doğru değil ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.nun 438/VII maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan “792,00” rakamı hükümden çıkarılarak yerine “179,50” rakamı yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, 4.10.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.