YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/11494
KARAR NO : 2006/1230
KARAR TARİHİ : 13.02.2006
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı temsilcisi tarafından, davalı aleyhine 17.4.2001 gününde verilen dilekçe ile fuzuli işgal nedeni ile tahliye istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.5.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava tapu kaydına dayanılarak açılmış elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Davalı aynı yer hakkında şirket lehine maden kanunu hükümlerine dayanılarak verilmiş işletme izni bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece devlete ait bir yerin işgali üzerine idarenin öncelikle 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun Ecrimisil ve Tahliye başlıklı 75. maddesince mülki amirliğe taşınmazdan tahliye sağlanmak üzere başvurulması gerektiğinden, tahliyeyi sağlayacak merciin de mahkemeler değil kaymakamlık makamı olduğundan söz edilerek davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı hazine temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 683 maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse o şeyi hukuk düzeninin sınırları içersinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı haksız elatmanın önlenmesini dava edebilir. Somut olayda tapu kayıt maliki olduğunu ileri süren davacı eldeki davayı Türk Medeni Kanununun 683. maddesine dayanarak kayıt maliki sıfatı ile açmıştır. Bu tür davalarda çekişmenin giderilmesi görevi Adli Yargı yerine düşer. Olayın mahkemenin ortaya koymaya çalıştığı gibi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile hiçbir ilişiği yoktur. Dosya arasına alınan Yargıtay kararı da mevcut uyuşmazlıkla değil, ecrimisil iddiası ile açılan bir başka dava ile iligilidir. Ancak bu davada davalı şirket aynı yer hakkında 3212 sayılı Maden Kanununa göre verilmiş halen geçerliliğini koruyan işletme izni olduğunu bildirerek şahsi hakka dayanıp davaya karşı çıkmıştır. Böyle bir iddianın gerçek olup olmadığı mülkiyet iddiası karşısında şahsi hak savunmasının üstünlüğü kuşkusuz davanın esası incelenirken değerlendirilip tartışılacaktır. O halde
./..
2005/11494-2006/1230 -2-
mahkemece davanın görülme yeri Adli Yargı yeri olduğundan tarafların bildirdikleri deliller toplanarak, gereğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir sonuca ulaşılmalıdır. Değinilen yön gözardı edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 13.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.