Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2005/11469 E. 2006/1148 K. 13.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/11469
KARAR NO : 2006/1148
KARAR TARİHİ : 13.02.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.12.2004 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 2.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, dava konusu 2113 parsel sayılı taşınmaza iyiniyetle bina yaptığını, bina değerinin arsa değerinden fazla olduğunu, inşaatın bulunduğu 5036 metrekarelik yerin Medeni Kanunun 724 (Eski M.K.650) maddesi gereğince adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, kesinleşmiş mahkeme kararı ile davacının dava konusu yere elatmasının önlenmesine karar verildiğinden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında aynı taşınmazla ilgili elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün eldeki dava için kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile dava ret edilmiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde Hukuk Yargılama sistemimizde yer almaktadır. Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılmaması amacı güden maddi anlamda kesin hüküm HUMK.nun 237 maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre kesin hüküm olabilmesi için dava konusunun, hukuki sebebinin ve taraflarının aynı olması gerekir.
Somut olayda ise, önceki davada elatmanın önlenmesi istenmişken, bu davada, temliken tescil talebinde bulunulmuştur. Bu davanın konusu olan temliken tescil istemi önceki davada irdelenmemiştir. O halde önceki dava,
./..
-2-

2005/11469-2006/1148

eldeki dava için kesin hüküm teşkil etmez. Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.