YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/10678
KARAR NO : 2006/330
KARAR TARİHİ : 23.01.2006
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.8.2004 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 8.12.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu kaydındaki ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehnedilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın olması, Türk Medeni Kanunun 856. maddesi uyarınca da bunun tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
İpotek halen mevcut ve ileride doğması olası bir alacağı tazminat altına alır. Alacak, sona erdiği halde veya borç ilişkisi hiç doğmamışsa taşınmaz maliki ipoteği kaldırılmasını dava yoluyla talep edebilir.
Somut olayda; davacı, davalı lehine 32 parsel sayılı taşınmazda 1/55 arsa paylı zemin kat 4 numaralı meskeni için 5.2.2002 tarihinde 20 milyar bedelli ipotek tesis etmiş, ne var ki, davalı ile yapılması düşünülen ticari ilişkiden vazgeçildiğini, ipoteğin sebepsiz kalması sebebiyle terkini istemiştir.
Mahkemece, istem hüküm altına alınmış, kararı davalı temyiz etmiştir. Az yukarıda sözü edildiği üzere ipotek tesisinden amaç, bir alacağın teminat altına alınması, bunun ipotek konusu taşınmaz değerinden sağlanmasıdır. İpotek kişisel bir borç için veya üçüncü bir kişinin borcunu taahhüt için kurulabileceği gibi, bu borcun ipoteğin tesisi arasında mevcut olması da gerekmez. Olayda; taraflar arasında tesis edilen 5.2.2002 tarihli ipotek işlemi geçerlidir. Her ne kadar ipotek senedinde ipoteğin davalı şirketten alınan veya alınacak malların teminatı olacağı yazılmış ise de; davacı içeriğini ve imzasını inkar etmediği 6.2.2002 tarihli taahhütnamesinde ipoteğin oğlu olan …’e ait Beril Dağıtım Pazarlamanın, davalıdan almış ve alacağı olan mallara karşılık kurulduğunu kabul etmektedir. Davalının bu beyanı düzenlemesi Borçlar Kanunun 110 maddesinde yapılan garanti aktinin özel bir türü olan başkasının fiilini taahhüt etme anlamındadır. Burada edim taahhüdünde bulunan borçlu diğer bir şahsın verme, yapma veya yapmama şeklindeki bir edimini kendi adına ve hesabına yaptığı bir beyanla taahhüt eder. Bu sözleşmenin geçerliği ise özel bir şekle tabi değildir. Taraflar arasındaki 5.2.2002 günlü ipotek sözleşmesi biçimine uygun ve geçerli olduğuna, davalı yanca da ipoteğin …’e ait Beril Pazarlama için verildiği kabul ve garanti edildiğine, …’le davalının ticari ilişkisinin devam etmesine ve bu şahsın davalıya borçsuzluğu ileri sürülmediğine göre davanın reddi gerekirken borç ilişkisinin mahiyetinde ve nitelendirilmeside yanılğıya düşülerek istem hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.1.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.