Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2005/10642 E. 2006/807 K. 02.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/10642
KARAR NO : 2006/807
KARAR TARİHİ : 02.02.2006

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 5.3.2004 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.9.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan … ve arkadaşları tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava Türk Medeni Kanunun 747.nci maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü aleyhine geçit hakkı kurulan 4196, 4199 ve 4200 parsel maliki dahili davalılar temyiz etmişlerdir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir
Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken, aleyhine geçit kurulan taşınmazın kullanım bütünlüğü bozulmamalıdır. Taşınmazın kullanım bütünlüğünün bozulmasının
./..
-2-

2005/10642-2006/807

zorunlu olduğu hallerde bu husus gerekçelendirilerek geçit hakkı tesisi edilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak, özellikle tarım alanların nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu miktarı aşan bir yol verilecekse bunun gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
1- Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 11.10.2004 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait 4197 parsel lehine kurulan geçidin bağlandığı yolun paftasında mevcut genel yol olmayıp, eylemli olarak kullanılan bir yol olduğu belirlenmiş, yerel mahkemece bu alternatife değer verilerek hüküm kurulmuştur. Halbu ki geçit hakkı kurulurken genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yola kesintisiz bağlanmasının sağlanması gerekir. Somut olayda kurulan geçidin bağlandığı eylemli olarak kullanılan yolun, üzerinde bulunduğu taşınmaz malikleri tarafından kapatılması her zaman olasıdır. Hal böyle olunca, mahkemece kurulan hükümde genel yola bağlantı ilkesine uyulmamıştır. Kaldı ki; aleyhine geçit hakkı kurulan parsel maliklerine karşı yöntemine uygun açılmış bir dava da olmayıp, bu parsel malikleri sonradan harçsız olarak verilen dilekçe ile davaya dahil edilmişlerdir. Bu hususlar usul ve yasaya uygun olmayıp kararın bu nedenlerle bozulması gerekir.
2-Mahkemece yapılacak iş; mutlak geçit ihtiyacı içinde olan davacı taşınmazının genel yola bağlantısının sağlanması için tüm alternatifler değerlendirilerek yukarıda açıklanan ilkeler ışığında bir karar vermek olmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 2.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.