YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/10580
KARAR NO : 2006/486
KARAR TARİHİ : 30.01.2006
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.1.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 23.3.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 18.9.1998 tarih ve 26086 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesine dayanarak, satıcıları olan …ve arkadaşları adına tespitleri yapılan 556 ada 2, 570 ada 3 parsel sayılı taşınmazlardan adları geçen kişilere ait payları satın aldıklarını ileri sürerek kendi adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının bu istemini Kadastro Mahkemesinin 1990/58 esas sayılı dosyasında müdahil taraf olarak dava konusu yaptığı Kadastro Mahkemesinin verdiği ilk hükmün bozulması üzerine halen davanın derdest olduğu hükme gerekçe yapılarak yeni bir dava açma hakkının doğmamış bulunduğu belirtilmek sureti ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu parsellerin tapulama tutanaklarının düzenlenme tarihi eldeki davaya konu edilen satış vaadi sözleşmesinden önceki tarihi taşıdığından Kadastro Mahkemesine müdahil olarak katılan davacı …’ın istemi 19.10.2000 tarihli Tapulama Mahkemesi hükmü ile Genel Mahkemelerde bakılacak işlerden sayılarak görevsizlik kararı ile sonuçlandırılmıştır. İş bu Antalya Kadastro Mahkemesinin 19.10.2000 gün ve 1990/58-306 sayılı hükmü Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 25.2.2003 tarih ve 2002/6888-2003/1106 sayılı hükmü ile başka nedenlerden ötürü bozulmuş ise de, müdahil davacı … hakkında verilen görevsizlik kararının hukuka uygunluğu tespit edilmek sureti ile kesin hale gelmiştir. Yargıtay bozması üzerine parselleri belirtilen taşınmazlar hakkında yürütülen ikinci
yargılamada o davanın müdahili (eldeki davanın davacısı) … taraf sıfatı ile yer alamayacağına göre artık Kadastro Mahkemesinde …’ın davası vardır demek mümkün değildir. Davacı … eldeki davayı açarak dayandığı sözleşme gereğince hak arama yolunu seçmekle yöntemine uygun biçimde yapılacak yargılama ile istemi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda dava konu edilen parsellerin kadastro sonrası maliklerinin kim yada kimler olacağı hüküm tarihine kadar belirsiz bulunmakla eldeki davada davalı taraf yönünden husumet ehliyetinin tamlığının denetlenmesi ve infaz kabiliyetini kazanan bir kararın oluşturulabilmesi için elbette ki Kadastro Mahkemesindeki davanın sonucunun beklenmesinde zaruret vardır. Açıklanan nedenle kadastro mahkemesinde ki davanın sonucunun beklenmesi yolunda bir karar verilecek yerde davacı …’ın Kadastro Mahkemesinde yürüyen davanın tarafı kabul edilerek yeni bir davanın açılamıyacağı düşüncesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 30.1.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.