Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2005/10360 E. 2006/806 K. 02.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/10360
KARAR NO : 2006/806
KARAR TARİHİ : 02.02.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2004 gününde verilen dilekçe ile tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davada; 7.4.1998 günlü sözleşmesi ile müflis …’tan 25.2.2000 tarihli sözleşme ile de dava dışı … İnşaat Madencilik Turizm A.Ş.den satın alınan bağımsız bölümün tescili istenmiştir. … İflas dairesi tapuda kaydolan taşınmazların ancak resmi biçimde satılabileceğini, … A.Ş ile yapılan satışın kendilerini bağlamayacağını satış vadinin tapuya şerh edilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece taşınmaz mal satışında biçim koşuluna uyulmadığı nedeniyle dava reddedilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Gerçekten, Türk Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213, Noterlik Kanununun 89. maddeleri hükmünce tapulu bir taşınmazın satışı resmi biçimde yapılmadıkça geçerli değildir. Ne var ki; somut uyuşmazlıkta davacının dayandığı … İnşaat’la yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Ancak dosya kapsamından … İnşaatın hangi sıfatla hareket ederek bu satışı yaptığı, davacının daha sonra aynı taşınmazı hangi nedenle …’tan yeniden satın aldığı anlaşılamamaktadır. Davacıya ilk satışı yapan şirket yüklenici sıfatı ile hareket ederek bir inşaat yapmakta ve davacıya arsa sahibinden kazanacağı kişisel hak devredilmekte ise kuşkusuz arsa sahibi ile olan sözleşmedeki edim yerine getirilmiş ise bu sözleşme hüküm ve sonuç meydana getirir. Öncelikle … İnşaat’ın, durumu üzerinde durulmalıdır.
Bunun gibi …’un davacı ile yaptığı adi yazılı sözleşmede ne sıfatla hareket ettiği de belli değildir. Öte yandan … İnşaat ile … arasında ne gibi bir ilişkide olduğu da anlaşılamamaktadır. Şayet … A.Ş yüklenici sıfatı ile hareket etmiş bu sıfatını …’a temlik etmiş ve bu temlik geçerli ve ayrıca arsa sahiplerine karşı edimler yerine
./..
-2-
2005/10360-2006/806

getirilmiş ise … arsa sahibine karşı kazandığı kişisel hakkı davacıya devredilebilir ve yüklenicilerden devir ve temlik alan 3.ncü kişi de hakkını kayıt sahibine karşı ileri sürebilir. Çünkü, kazanılmış olunması koşulu ile kişisel hak devrinin Borçlar Kanununun 163. maddesince yazılı yapılması yeterlidir. Gerek … A.Ş’nin durumu, gerekse bu şirket ve … arasında ki ilişkinin ne olduğu, … ile davacı arasındaki işlemin niteliği açıklığa kavuşturulmadan salt tapulu taşınmazın haricen alımı iddiasına dayanıldığından söz edilerek davanın reddi doğru değildir.
Öte yandan, dava 26.10.2004 tarihinde açılmıştır. Ancak, hakkındaki ilamdan …’un bu tarihten önce 2.3.2004 tarihinde iflasına karar verildiği kesinleşen iflas kararının kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak iflastan sonra ne müflis ne iflas masasına giren hak ve mallar için masa aleyhine dava açılamaz. Şayet ilgililerin masadan bir hak iddiaları varsa hak ve alacaklarını masadan istemeleri (İİK.m 219) gerekir. Alacakların masa tarafından kabulü halinde, alacak sıra cetveline geçirilir. … masasından hak ve alacakları reddederse (kabul etmezse) bu takdirde İİK.nun 235. maddesine dayanılarak sıra cetveline itiraz davası açılır. Bu şekilde mülkiyetten başka bir ayni hakka dayalı istihkak iddialarının İİK.nun 235. maddesine göre sıra çetveline itiraz davası şeklinde değerlendirilmesi olanaklı ise de somut olayda mülkiyet hakkına dayanılmıştır. O yüzden yukardan beri yapılacak inceleme sonucu ilişki açığa kavuşturulur ve davanın müflis … masasına giren mala karşı açılmış iflasta istihkak davası olduğu anlaşılırsa (İİK.m.228) ortaya görev sorunu çıkacağından ve iflasta istihkak davasını malın değerine bakılmaksızın İcra Mahkemesi Hakimliğinin görmesi gerekeceğinden bu husus düşünülmelidir. Bunun içinde davalı … masasından davacının iddiası ile ilgili ne gibi işlemler yapıldığı sorulmalı, açıklaması alınmalı gerek duyulursa iflas dosyası üzerinden bilirkişi incelemesi de yaptırılmalıdır. Mahkemece bütün bu yönler üzerinde durulmadan, eksik inceleme ve araştırmayla eldeki davanın tapulu taşınmazın harici satışı olarak nitelendirilmesi sonucu yazılı olduğu şekilde reddi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 2.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.