YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2005/10211
KARAR NO : 2006/60
KARAR TARİHİ : 23.01.2006
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemes
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 5.4.2005 gününde verilen dilekçe ile kadim yola vaki müdahalenin men’i istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar 100 yılı aşkın süredir zilyed bulundukları ve samanlık olarak kullandıkları taşınmazların kuzey bitişiğinde bu samanlıklara giriş çıkışı sağlayan bir yollarının bulunduğunu, bu yollarının, yoldan sonra mevcut bulunan harman sahipleri davalılar tarafından kapatıldığını ileri sürerek yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir. Taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, davacıların iddia ettikleri gibi bir yolun varlığını açıklamışlar, ayrıca dava açılmadan önce bu yolun krokide kırmızı kalemle gösterilen ağız bölümünün harman yerinin çitle çevrilmesi sırasında davalı … tarafından çevirmeye dahil edildiğini, ne var ki keşif tarihine kadar da davalı …’ın elatmasını geri aldığını açıklamışlardır. Yanların zilyetliğinde olan harman yeri ve samanlıklar tapuya bağlı bulunmayıp zilyetlik hükümlerine göre tasarruf edilmektedirler. Yukarıda belirtildiği gibi yerel bilirkişi ve tanıklar davacılara ait samanlıkların kuzey bitişiğinde, samanlıkların amacına uygun kullanımını sağlayan yeterli bir yolun varlığı açıklandığına göre, ileride doğacak nizalara da meydan vermemek bakımından bu yolun krokiye işlenmesi ve bu krokinin de bir ölçeğe bağlanması gerekir. Davalı …’ın yolu kapatma eyleminin davadan önce varlığı kanıtlanmış olmakla davacıların dava açmada haklı olduklarını kabul etmek gerekir. Ne var ki bu davalının kapatma eyleminden vazgeçtiği keşif sırasında anlaşılmakla ona yöneltilen davanın konusuz kalmış olduğu kabul edilerek davayı açmada haklılık da göz önünde bulundurularak belirlenen bu hukuki sonuca göre hüküm
tesisi gerekirken, yol olan kesimin de davalı …’a ait harman yerine dahil edilmiş gibi davanın tümden reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar … ve …’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 23.1.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.