Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2021/946 E. 2021/2952 K. 13.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/946
KARAR NO : 2021/2952
KARAR TARİHİ : 13.04.2021

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (mağdurlar … ile Melih’e karşı değişik tarihlerde birden fazla)
HÜKÜM : Zincirleme olarak beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve zincirleme şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet (mağdur sayısınca)

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan (mağdur sayısınca) kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Tüm dosya içeriğine göre sanığın, değişik tarihlerde mağdurlara birden fazla istismarda bulunması nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 103/2-3. maddeleri ile belirlenen ceza miktarı üzerinden zincirleme suça ilişkin aynı Kanunun 43/1. maddesi ile artırım yapıldıktan sonra bulunacak miktarın mağdurların ruh sağlıklarının bozulmasından dolayı TCK’nın 103/6. maddesi ile tespit edilen ceza miktarlarına eklenmesi gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli Tıp Kurumunun bilinen istikrarlı uygulamalarına göre mağdurların ruh sağlığındaki bozulmanın cezada artırım nedeni olabilmesi için eylem sonucunda ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin tespitin, on sekiz yaş altındaki çocuklarda suç tarihinden itibaren en az altı ay geçtikten sonra Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulundan veya Yükseköğretim Kurumları ya da birimlerinde adı geçen ihtisas kurulu ölçütlerine göre içinde en az bir adli tıp uzmanı ile bir çocuk psikiyatristinin zorunlu katılımıyla ve en az beş kişiden oluşacak bir heyetten rapor alındıktan sonra neticesine göre 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile 02.12.2016 günü yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilmek suretiyle
belirlenecek lehe kanuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken olay üzerinden altı ay geçmeden Ondokuz Mayıs Üniversitesi … Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen raporlara dayanılarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 103/6. maddesinin tatbiki suretiyle cezaların fazla tayini,
Kardeş olan mağdurelerin annesi müşteki Sevde ile ikinci evliliğini yapan diğer müşteki İmdat’ın ağabeyi olan sanığın, kardeşinin geçimini sağladığı evde diğerleriyle birlikte yaşaması nedeniyle mağdurlar üzerinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğünün bulunmadığı gözetilmeden TCK’nın 103/2. maddesi ile belirlenen cezaların aynı Kanunun 103/3. maddesi ile artırılması,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan (mağdur sayısınca) kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun işlendiği sırada ve eylemlerle sınırlı süreyle mağdurların iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle mağdurların hareket etme özgürlüğü kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanığın, aynı evde birlikte yaşadığı mağdurlara karşı değişik tarihlerde cinsel istismar eylemlerinde bulunduğu sırada onların hürriyetlerini kısıtlayan başkaca hareketinin olmadığının anlaşılması karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan (mağdur sayısınca) beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ile müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, ceza miktarları itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA,13.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.