YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7064
KARAR NO : 2021/1725
KARAR TARİHİ : 02.03.2021
Sanık … hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan (mağdureler…’ya yönelik) yapılan yargılama sonucunda, atılı suçtan (mağdure sayısınca) mahkumiyetine dair Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.04.2015 gün ve 2013/229 Esas, 2015/223 Karar sayılı hükümlerin sanık müdafisince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.12.2016 gün ve 2016/4887 Esas, 2016/8588 sayılı bozma kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.02.2017 günlü, 2015/353017 sayılı itiraznamesiyle 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin iki ve üçüncü fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine Dairemizin 03.05.2017 gün ve 2017/1645 Esas, 2017/2379 sayılı Kararıyla itirazın yerinde görülmeyerek reddiyle bu hususta karar verilmek üzere dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.05.2019 gün ve 2017/14-785 Esas, 2019/404 Karar sayılı ilamıyla 20.03.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılma hakkının bulunması nedeniyle anılan madde uyarınca bu husustaki takdir hakkının kullanılabilmesi için yokluğunda verilen mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğinin zorunlu olması nedeniyle itiraz konusu dosyadan haberi olmadığı anlaşılan Bakanlık ile katılan …’a (Barın) ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı tebliğ edilip, temyiz ettikleri takdirde bu hususta gözetilerek, etmedikleri takdirde ise sanık müdafisinin temyizine istinaden Dairesince yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi için itirazın değişik gerekçeyle kabulü ile bozma hükmünün kaldırılmasına dair verilen kararla birlikte Dairemize gönderilen dosya ile ilgili verilen 05.05.2020 gün ve 2019/6410 Esas, 2020/2114 sayılı tevdi kararına istinaden ilk derece mahkemesince yapılan tebligat üzerine anılan hükmün sadece Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesini müteakip düzenlenen 04.09.2020 günlü ek tebliğnameyle birlikte Dairemize gönderilen dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271sayılı CMK’nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Olayın meydana çıkış şekli, mağdurelerin aşamalardaki beyanları, iletişimin dinlenmesine ilişkin görüşme dökümleri, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın, beden veya ruh sağlığı bakımından kendilerini savunabilecek durumda bulunan reşit mağdurelere yönelik eylemlerini cebir, tehdit veya rızaları dışında gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığı gözetilerek kanuni unsurları itibarıyla oluşmayan müsnet suçtan (mağdure sayısınca) beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.