Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2020/3238 E. 2020/4575 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3238
KARAR NO : 2020/4575
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanık …’ın mağdure …’a yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyeti ile mağdure …’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanıklar … haklarında atılı suçlardan ceza verilmesine yer olmadığına dair Bafra Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.10.2017 gün ve 2016/211 Esas, 2017/123 Karar sayılı hükümlere ilişkin istinaf başvurusunun sanık … hakkında kurulan hükümler yönünden esastan reddine, sanıklar … haklarında kurulan hükümler yönünden ise kabulüyle hükümlerin kaldırılarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan beraatleri ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi.

Sanık … hakkında mağdure …’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı ilk derece mahkemesince ve sanıklar …’ın mağdure …’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dolayı Bölge Adliye Mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların aynı Kanunun 231/12. maddesi uyarınca itirazı kabil olup temyiz yeteneğinin bulunmadığı ve anılan kararlara yönelik temyiz istemleri CMK’nın 264. maddesi hükmü gözetilerek itiraz kabul edilip, esasen bu hususta gerekli kararın mahallinde merciince verildiği anlaşıldığından, incelemenin diğer suçlardan kurulan hükümlerle sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Sanık … hakkında mağdure …’a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme ilişkin müdafinin ve katılan mağdure … vekili ile mağdure … vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK’nın 286/2-a. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, yine aynı Kanunun 294/1. maddesinde yer alan “Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır” şeklindeki düzenleme de gözetilerek yapılan değerlendirmede katılan mağdure … vekilinin temyiz dilekçesinde herhangi bir temyiz sebebi göstermediği anlaşıldığından ve kovuşturma evresinde on beş yaşını tamamlayan mağdure …’ın, 21.09.2017 tarihli dilekçeyle sanıklardan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz istemlerinin CMK’nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanıklar … haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun sanıklar … haklarında kurulan hükümler yönünden kabulüyle hükümlerin kaldırılarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan beraatlerine dair kurulan hükümlere yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK’nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelemesine temyiz gelince;
Sanığın aşamalarda mağdurenin on dokuz yaşında olduğunu bildiği yönündeki savunması, 14.02.2017 tarihli duruşmada yapılan gözlemde mağdurenin on beş – on altı yaşlarında göründüğünün belirtilmiş olması, mağdurenin duruşmada sanığın kendisini ondört-onbeş yaşında olduğunu bildiğini söylemesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında; ilk derece mahkemesince olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunduğu nazara alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması karşısında, anılan karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, katılan Bakanlık vekilinin anılan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, sanık … müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 24.10.2018 gün ve 2018/1230 Esas, 2018/2448 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın ilk derece
mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmesine, 02.11.2020 tarihinde sanıklar … haklarında kurulan hükümler yönünden oy birliğiyle, sanık … hakkında kurulan hüküm açısından ise üyeler … ve …’nun karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY

Hata hükümleri 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenmekte olup, olaya tatbiki gerektiği iddia edilen 1. fıkrada “kast, suçu kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olup, bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik ya da hatalı bilgi, maddi unsurlara ilişkin bir hatadır. Bu hatanın kastın varlığına engel olacak düzeyde bulunması halinde sanığa ceza verilmeyecektir. Suçun maddi unsurlarına ilişkin hata, eylemin suç teşkil etmesi için bulunması zorunlu hususlara ilişkin bir yanılmadır.
Suçun maddi unsurlarında hata hali faile ilişkin bir durum olduğundan, bu hususun fail veya müdafii tarafından ileri sürülmesi gerekmekte olup, kural olarak mahkemece suçun maddi unsurlarında hataya düşülüp düşülmediğine ilişkin bir araştırma yapılmayacaktır.
Somut uyuşmazlığa gelince;
Mağdure … 01.02.2002 doğum tarihli olup suç tarihinde 15 yaşından küçük olduğu,14.02.2017 tarihli duruşmada yapılan gözlemde 15-16 yaşlarında gözüktüğü ve doğum tarihi ile uyumlu olduğunun saptandığı, mağdurenin aşamada değişmeyen ısrarlı ve samimi beyanında sanığa 14 yaşında olduğunu bildirdiğini ifade etmesi karşısında; sanık …’ün suçtan kurtulmaya matuf mağdurenin yaşını 19 olarak bildiğine ilişkin savunmasına itibar edilmeyerek, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 02.11.2020