YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1837
KARAR NO : 2020/5636
KARAR TARİHİ : 07.12.2020
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen re’sen de temyize tabi hükmün sanık müdafisi, katılan mağdure vekili ile O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi ve müdafisinin incelemenin duruşmalı yapılmasını talep etmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık müdafisinin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede başvurusunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Olayın intikal şekli, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, savunması ile bunu teyit eden tanık ifadeleri, taraflar arasında dosyaya yansıyan husumet bulunması, alınan raporda belirtilen ekimozların niteliği ile söz konusu bulguların oluştuğu tarihe yönelik alınan uzman görüşü ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak,kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi, katılan mağdure vekili ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları ile müdafinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, re’sen de temyize tabi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.12.2020 tarihinde üye …’nun karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçu iddiası ile TCK.103/1,3,43.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu atılı suç nedeniyle neticeten 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf suçun sübutuna ilişkindir. Müşteki ve mağdure beyanları, tanık beyanları, düzenlenen raporlar ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde;mağdurenin 28/07/2015 tarihinde babasının yanından annesi müştekiye teslim edildiğinde müştekinin mağdureyi banyo yaptırmak için banyoya soktuğunda ve sonrasında üzerini giydirdiği sırada mağdurenin bacak ve vajina bölgesinde morluk görmesi üzerine mağdurdan kimin yaptığını sorduğunda mağdurenin babası olan sanığın bacaklarını ısırdığını, vajina bölgesini de emdiğini söylemesi üzerine götürdüğü aile hekimi Dr…. tarafından da bacak ve vajina bölgesinde ekimozların tesbit edilmesi ve kim tarafından yapıldığı sorulduğunda mağdurenin Dr….’e de babasının emdiğini söylemesi, mağdurenin çocuk izleme merkezinde 29/07/2015 tarihindeki uzman görüşmesinde babası olan sanığın kendisinin külodunu çıkararak vajina kısmını emdiğini, genital bölgelerine elleri ile dokunduğunu, penisi ile poposuna ellediğini, en son önceki gün emdiğini, daha önce de emdiğini, banyodayken de babasının penisi ile genital bölgesine dokunduğunu oyuncak bebek ve resimler üzerinde göstermek suretiyle belirtmesi, mağdurenin yargılama sırasında da genital bölgesini göstererek babasının genital bölgesini emdiğini beyan etmesi, mağdurenin suç tarihinde 5 yaşında olması nedeniyle yaşı itibariyle böyle bir olay kurgulamasının kendisinden beklenemeyeceği gibi, mağdurenin aşamalardaki beyanlarının tutarlı ve birbiriyle örtüşen nitelikte olması, adli tıp uzmanı bilirkişi … 16/10/2015 tarihli celsedeki ifadesinde mağduredeki ekimozların cinsel istismar sırasında meydana gelebileceği gibi, emme, vurma, düşme sonucu künt travmatik orijinli de meydana gelebileceğini, bu konuda tıbbi bir ayırım yapmanın mümkün olmadığını beyan etmiş ise de, Dr….’in 16/10/2015 tarihli celsede tanık olarak alınan beyanında mağdurenin cinsel organının üst bölgesinde tesbit ettiği morlukta yani ekimozda diş izi olmadığını, emmeyle oluşabilecek bir lezyon olduğunu, mağdurenin cinsel organının 2-3 cm. üzerinde lezyonun başladığını, 3 cm. eninde 2 cm. yüksekliğinde oval şekilde olduğunu, pubik kemiğin üstündeki bölgede de devam ettiğini, düşme veya çarpma sonucunda olsaydı üst taraftaki morluğun olmayacağını, çünkü orasının karın boşluğuna denk gelmesi nedeniyle yumuşak olduğundan morarmayacağını, travmaya bağlı şeylerde şeklin de düzensiz olacağını,oysa mağdurenin cinsel bölgesindeki morluğun kenarları düzenli ve oval şekilde olduğunu, bu morluğun çimdirme sonucu oluşmasının da mümkün olmadığını, çimdirmede bu kadar büyük bir alanın morarması mümkün olmayacağı gibi, düzensiz de olacağını belirtmesi, tanık Dr….’in beyanlarının adli tıp bilgilerine uygun ve gerekçeli olması, mağdurenin beyanlarını da doğrular nitelikte olması nedeniyle mağdurenin vücudundaki morlukların babası olan sanık tarafından emme sonucu oluştuğu ve bu şekilde sanığın kızı olan mağdureye sarkıntılık aşamasını aşan ve tasaddi boyutuna ulaşan şekilde cinsel istismarda bulunduğu ve bu eylemini değişik zamanlarda tekrarlayarak zincirleme şekilde gerçekleştirdiği kanaatine varılarak sanığın sabit olan müsnet suçtan dolayı cezalandırılması gerektiğini düşündüğümden beraata yönelik sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum.