Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2019/860 E. 2019/10523 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/860
KARAR NO : 2019/10523
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Sanıkların atılı suçtan mahkûmiyetlerine, suça sürüklenen çocuk hakkında ceza verilmesine yer olmadığına

İlk derece mahkemesince verilen hükümlerin sanıklar ile suça sürüklenen çocuklar müdafilerince temyiz edilmesi ve sanıklar … ile … müdafilerince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık … müdafisinin duruşmaya katılmadığı anlaşılmakla, bu sanık ile hükmolunan ceza miktarı nazara alındığında sanık … yönünden incelemenin duruşmasız ve sanık … müdafisinin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle ceza verilmesine yer olmadığına dair kurulan hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık … hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanıklar… ile …’ın savunmaları, mağdure beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, 19.02.2009 günü sanık …’ın, diğer sanık …’i arayarak evine kız arkadaşıyla geleceğini söylediği ve bir süre sonra sanık …’la mağdure geldiğinde …’in evin anahtarı onlara bırakarak yanlarından ayrıldığı olayda, mağdureyi daha önceden tanımayan, sadece anahtarı bıraktığı esnada kısa süreli karşılaşıp, nüfus kaydına göre suç tarihinde on beş yaşı içerisinde bulunan mağdurenin on beş yaşından küçük olduğunu bilebilecek durumda olmayan …’in üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık …’in kollukta müdafisiz alınan ve kovuşturmada kabul etmediği savunması hükme esas alınmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 213 ve 217. maddelerine muhalefet edilmesi,
Sanıklar …, … ile … haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda … Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalınca düzenlenen 20.03.2009 günlü raporda, mağdurede tespit edilen hafif mental retardasyon nedeniyle olayları ve sonuçları yeterince algılayamadığından olaya bağlı beden ve ruh sağlığının etkilenmeyebileceği, o anda ek ruhsal pataloji saptanmadığı, 3 aylık sıklıklarla takip ve tedavisinin gerektiğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca tanzim edilen 31.01.2011 tarihli raporda ise, mağdurenin 23.02.2009 günlü ifadesine, sanıklardan sadece …’ın 20.02.2009 tarihli savunmasına ve mağdure hakkında daha önce düzenlenen rapor özetlerine yer verildikten sonra sonuç olarak, mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tespit edildiği ve 2008 yılı yaz aylarında mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtilmesine karşılık, anılan raporda diğer sanıkların eylemlerinin irdelenip irdelenmediği açık olmadığı gibi, savunmasına yer verilen sanık …’ın eyleminin mahkeme kabulüne göre de 2008 yılı yaz aylarında değil 19.02.2009 tarihinde gerçekleştiği gözetildiğinde, mağdurenin suç tarihlerindeki yaşı da nazara alınarak aralarında fazlaca yaş farkı olmayan sanıklarla dosya kapsamı ve kabule göre cebir, tehdit olmaksızın gerçekleşen nitelikli cinsel istismar eylemleri nedeniyle beden veya ruh sağlığının bozulmasının tıbben mümkün olup olmadığı, mümkün ise ruh sağlığının hangi sanığın eylemine bağlı olarak bozulduğu veya sanıkların farklı tarihlerdeki eylemleri sebebiyle ruh sağlığının ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususlarında Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan açıklayıcı rapor aldırıldıktan sonra TCK’nın 103/6. maddesinin tatbiki konusunda karar verilmesi gerekirken, mevcut raporlarla yetinilip, eksik araştırma ile yazılı şekilde anılan maddenin uygulanması,
Sanıkların savunmalarında mağdurenin kendisini on beş yaşından büyük olarak tanıttığını belirtmeleri, mağdurenin, sanıklardan …’la tanıştığı gün olan 19.02.2009 tarihinde, … ile 2008 yılı sonunda arkadaş olduktan sonraki iki hafta içinde, …’le tanıştıkları 2008 Eylül ayı içerisinde cinsel ilişkiye girmesi ve mağdurenin suç tarihlerinde Kız Meslek Lisesi öğrencisi olup, soruşturma evresinde verdiği ifadesinde aslen 1993 doğumlu olduğu yönünde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkına ilişkin 25.03.2015 günlü, 2014/6419 başvuru numaralı kararı ve tüm dosya içeriği nazara alınarak, olayda 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışılıp bu yöndeki savunmanın reddi nedenleri karar yerinde açıklandıktan sonra hükme varılması gerekirken, sanıkların anılan savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu şeklindeki noksan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 230. maddesine muhalefet edilmesi,
Sanık … müdafisinin, sanığın aslen 1991 doğumlu olup suç tarihinde on sekiz yaşından küçük olduğunu ve bununla ilgili hukuk mahkemesinde dava açıldığını belirtmesine rağmen anılan hususta araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları ile sanık … müdafisinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.