Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2018/6832 E. 2018/7467 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6832
KARAR NO : 2018/7467
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyet

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; yapılan duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise;
Mağdurenin ve sanığın hazırlık aşamalarında usule uygun alınan beyanlarında olay günü anal yoldan ilişki yaşadıklarını beyan ettikleri, mağdurenin olaydan hemen sonra alınan 07.06.2012 tarih 3906 sayılı ve 08.06.2012 tarih 6853 sayılı anal muayene raporlarında ” akut fiili livata bulgularının” tespitinin yapıldığı, yine Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nün 25.09.2012 tarihli inceleme raporuna göre de mağdureden alınan anal sürüntü örneklerinde ve iç çamaşırında sanığa ait meni örneklerinin tespit edildiği, kovuşturmada sanığa atılı nitelikli cinsel istismar suçundan kurtarmaya yönelik mağdurenin ” çocukluktan beri bağırsak problemleri yaşaması nedeniyle rapordaki bulguların oluştuğu” yönündeki beyanları nedeniyle alınan Adana Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 08.10.2012 tarihli raporunda da “mağdurede saptanan fissürlerin, akut livatanın maddi delili olabileceği gibi kronik kabızlık veya anal hijyen eksikliği nedeniyle de meydana gelebileceği, adli tahkikat ile elde edilen bilgilerin daha değerli olduğunun” belirtilmesi karşısında, sanığın TCK’nın 103/2. maddesine göre cezalandırılması gerekirken, 08/10/2012 tarihli rapor gerekçe gösterilip suç vasfında yanılgıya düşülerek TCK 103/1 maddesinden cezalandırılmasına karar verilmesi,

Hükümden sonra 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkı saklı kalmak üzere hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.