Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2018/1289 E. 2018/7636 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1289
KARAR NO : 2018/7636
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen hüküm sanık müdafii tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte sanık müdafiinin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma; yapılan duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatları yapılmış bulunduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.12.2018 tarihinde üyeler ..ve …’in karşı oylarıyla ve oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Mağdurun üvey babası olan sanığın kendisine tarihini tam olarak anlatamamakla birlikte 2011 yılı Ocak ayı içerisinde evde, bir kez de aynı yıl içinde 5 – 6 ay sonra arabasında organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu iddia ettiği ve yapılan yargılamada sanığın organ soktuğuna dair delil bulunmadığı, eylemin basit cinsel istismar kapsamında kaldığı kabul edilerek bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Mağdur, iddia ettiği ilk olayın ardından hiç kimseye birşey söylemediğini, ikinci eylemden sonra zamanını belirtmemek kaydıyla olayı anneannesine aktardığını, daha sonra annesi ve teyzesiyle Kuşadasına tatile gittiğinde onlara da söylediğini ifade etmiştir. Dosya içerisinde net olarak anlaşılamamakla birlikte tanık anneannenin olayı intikalden çok önce, müşteki annenin ise intikalden en az 6 ay önce haberdar olduğunun anlaşılmasına rağmen olay adli makamlara intikal ettirilmemiştir. Ta ki müşteki annenin şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açtığı dönemde suç duyurusunda bulunulduğu görülmüştür. Süreç dikkatlice incelendiğinde oğluna karşı üvey baba tarafından nitelikli cinsel istismar iddiasının öğrenilmesi üzerine hemen olayın intikal ettirilmesi gerekirken öğrenmeden itibaren en az 6 ay sonra boşanma davasının açıldığı süreçte şikayet yoluna gidilmiştir.
Bunun yanında mağdurun ısrarla kayganlaştırıcı veya başkaca bir madde kullanmadan sanığın nitelikli eylemde bulunduğunu iddia etmesine karşın genital raporda herhangi bir livata bulgusuna da rastlanmadığı görülmektedir. Tanık olarak dinlenen psikolog … mağdurun müştekinin oğlu olarak davranış problemleri nedeniyle kendisine geldiğini, hasta doktor ilişkisi açısından vakıf olmadığı suça ilişkin ifade vermek istemediğini beyan ederek aslında iddia edilen suça ilişkin bilgisi olmadığını açıkça ortaya koymuştur.
Olayın intikal şekli ile özellikle intikal süresi, mağdurun ısrarla organ sokma yönündeki iddialarına rağmen doktor raporuna dayanıp kendi içinde de çelişki oluşturacak şekilde mağdurun beyanı bölünerek basit cinsel istismar suçundan hüküm kurulması, özellikle psikolog tanık Sevil’in suça ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığına dair beyanı, diğer tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığa isnat edilen eylemin gerçekleştiği yönünde cezalandırılmasına yeter güç ve nitelikte her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği göz önünde bulundurularak beraat kararı verilmesi yerine mağdurun anlatımına da aykırı olacak şekilde kurulan mahkumiyet hükmünün onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmamaktayız.