Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2017/261 E. 2017/2237 K. 25.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/261
KARAR NO : 2017/2237
KARAR TARİHİ : 25.04.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkûmiyet

İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 16.01.2013 gün ve 2012/8594 Esas, 2013/207 Karar sayılı ilamıyla, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün de bozulmasına karar verildiği halde bozma ilamından sonra bu suç yönünden görülen kamu davasında hüküm kurulmamış ise de, anılan hususta zamanaşımı süresi içerisinde mahkemece karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın, mağdure ile rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiğine dair savunması, mağdure beyanları, olayın intikal şekli ve süresi ile tüm dosya kapsamına göre sanığın mağdureyle rızasına aykırı olacak şekilde cinsel ilişkiye girdiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek yapılan değerlendirmede; dosya içerisinde yer alan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama Araştırma Merkezinin 28.06.2011 tarihli raporunda, mağdure … hafif derecede mental retardasyon olup buna bağlı olarak ruhsal bakımından kendisini savunamayacağı, işlemiş olduğu kasten öldürme suçu bakımından akli melekelerinin bulunmadığı, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunmadığı, cinsel saldırı suçu bakımından sahip olduğu mental kapasite ve psikopatoloji nedeniyle ruh sağlığının bozulmadığı, bu suç yönünden rıza açıklamaya ehil olmadığı ve 19.10.2011 tarihli raporda ise mental retardasyonun ilk bakışta başkaları tarafından anlaşılabileceği belirtilmesine rağmen bu raporlara dair herhangi bir irdeleme yapılmadan düzenlenen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 25.12.2013 tarihli
raporunda ise; ” … mağduru bulunduğu olaya ruhsal yönden mukavemetine engel olacak ve olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğini etkileyecek mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zekâ geriliği saptanmadığı, dolayısıyla; mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceği, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olduğu, beyanlarına itibar edilebileceği, Yine … yapılan muayenesinde ve dava dosyasının incelenmesinde (Depresif Bozukluk) tespit edildiği, ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan bu psikiyatrik bozukluğun iddia edildiği gibi bir cinsel saldırıya bağlı olarak gelişebileceği gibi, cinsel saldırı olmaksızın başka olay ve/veya olaylara bağlı olarak gelişen psikososyal stres ve çatışmalar sonucu da ortaya çıkabileceği, bunlar arasında Kurulumuzca ayırım yapılamadığı, Mahkemenizce cinsel saldırının gerçekleştiğinin subutu ve tespiti halinde, ruh sağlığındaki mevcut bozulmanın cinsel saldırıya bağlı geliştiğinin kabulünün uygun olacağının..” belirtilmesi karşısında, mevcut raporlar arasındaki çelişkinin giderilerek mağdure de olay tarihi itibariyle herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığı bulunup bulunmadığı, kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, akıl hastalığı veya zayıflığı var ise bu durumun beden veya ruh bakımından kendisini savunmasına mani olacak mahiyet ve derecede bulunup bulunmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, akıl hastalığı veya zayıflığının hekim olmayanlar ile çevresinde yaşayanlar ve kendisini tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı hususlarında Adli Tıp Kurumu Kanununun 15. maddesine göre Adli Tıp Genel Kurulundan nihaî rapor alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ile müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.