Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2017/1403 E. 2017/3168 K. 08.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1403
KARAR NO : 2017/3168
KARAR TARİHİ : 08.06.2017

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali (sanıklar); beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit (suça sürüklenen çocuk)
HÜKÜM : Sanıkların atılı suçtan beraatlerine, suça sürüklenen çocuğun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarından mahkumiyeti ile tehdit suçundan beraatine

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya tetkik edildi.
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının her aşamada kamu davalarına katılma ve hükümleri temyiz etme hakkının bulunduğu ve Bakanlık vekili tarafından mahkemece verilen hükümler temyiz edilerek açıkça katılma iradesinin ortaya konulduğu anlaşıldığından, 6284 sayılı Kanunun 20/2. maddesi de gözetilerek CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davaya katılmasına ve vekilinin katılan Bakanlık vekili olarak davaya kabulüne karar verildikten sonra 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilerek yapılan incelemede gereği düşünüldü:
Sanıklar haklarında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali ve suça sürüklenen çocuk hakkında tehdit suçlarından kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanıklar haklarında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan kurulan beraat hükümleri ile suça sürüklenen çocuğun aksi kanıtlanmayan savunması ve tüm dosya içeriğine göre, tehdit suçunu işlediğine dair mahkûmiyete yeter delil bulunmadığı anlaşılmakla, sonucu itibariyle doğru olan beraat hükmünün değişik gerekçeyle ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan dolayı 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 103/3, 103/4. maddeleri uyarınca verilen ceza 18 yıla ulaşsa veya geçse dahi, suçun sonucunda mağdurenin ruh sağlığının bozulmasından dolayı neticenin ağırlığına göre tayin edilen cezanın TCK’nın 49/1 ve 103/6. maddeleri gereğince yirmi yıla kadar arttırılmasının olanaklı bulunduğu nazara alınarak, hakkaniyet gereği cezada uygun bir miktar daha arttırım yapılması yerine 103/6. maddenin uygulama dışı bırakılması, suça sürüklenen çocuk hakkında yaş küçüklüğünden dolayı TCK’nın 31/3-son maddesinin uygulanması nedeniyle sonuç cezaya etkili olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 103/2, 103/3, 103/4. 43/1. maddeleri gereğince hükmedilen 22 yıl 6 ay hapis cezası üzerinden, aynı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapıldığında bulunan 15 yıl hapis cezasının, aynı maddenin son cümlesindeki düzenleme gereği 12 yıldan fazla olamayacağı ve TCK’nın 62. maddesinin de bu ceza üzerinden tatbiki gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması neticesinde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen müdafii, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, anılan hükümdeki TCK’nın 31/3 maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümde yer alan TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılarak 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına,” ibaresinden sonra “… ve TCK’nın 31/3-son maddesi gereğince 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi ve TCK’nın 62/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümdeki “12 yıl 6 ay hapis” ibaresinin çıkartılarak yerine ”10 yıl hapis” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Dosya kapsamına uygun kabule göre gerçekleşen olayda suça sürüklenen çocuğun, mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun işlenmesi sırasında ve bu eylemle sınırlı süreyle mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanını ortadan kaldırmasının, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle, mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği ve suça sürüklenen çocuğun mağdurenin hürriyetini kısıtlayan başkaca bir hareketinin de bulunmaması karşısında, mevcut haliyle eylemin sadece çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafii, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.