Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2016/5255 E. 2020/5527 K. 01.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/5255
KARAR NO : 2020/5527
KARAR TARİHİ : 01.12.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkumiyet

lk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” düzenlemesi gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili maddeleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Sanığın, olay günü mağdureyi oyun oynadığı okulun yakınında bulunan tanık İbrahim’in evine çağırmasının ardından alıkoyduğu mağdurenin anüs bölgesine cinsel organını sürterek yanağından öptüğü tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla, mevcut haliyle eylemin cebir, hile veya tehditle gerçekleştirildiği hususunda herhangi bir delil bulunmadığı gözetilerek sanık hakkında müsnet suçtan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 109/1-3f-5. maddeleri ile hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 109/2-3f-5. maddelerine göre mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-f, 109/5. maddelerine göre belirlenen 6 yıl hapis cezasında aynı Kanunun 62. maddesi ile 1/6 oranında indirim yapıldığında sonuç cezanın 5 yıl yerine 4 yıl 2 ay hapis olarak eksik tayini,
29.12.2012 günlü Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesinde yer alan “Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir” şeklindeki düzenleme nazara alındığında kendilerini vekaletnameli vekille temsil ettiren müştekilerin yargılama aşamasında sanıktan şikayetçi olmayıp kamu davasına katılmadıkları gözetilmeden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisi ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.