Yargıtay Kararı 14. Ceza Dairesi 2016/3854 E. 2019/9325 K. 24.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/3854
KARAR NO : 2019/9325
KARAR TARİHİ : 24.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre sanık …’ın mağdureye cinsel ilişkide bulanmak istediğini söyleyip, kabul etmemesi üzerine diğer sanık … ile birlikte direncini kırdıkları mağdure üzerinde müşterek hakimiyet kurduktan sonra cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdikleri esnada polis aracının sesini duymaları üzerine eylemlerine son verdikleri olayda, sanık …’in suçun icrasına etkin ve fonksiyonel hareketleriyle katılıp fiil üzerinde sanık … ile birlikte ortak hakimiyet kurduğu bu şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi kapsamında müşterek fail olarak katıldığının anlaşılması karşısında yazılı şekilde TCK’nın 39/1. maddesinin tatbiki aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Hükümlerden sonra 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi ile ilgili olarak 24.11.2015 tarihli, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamıyla verilen iptal kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, sanıklara yükletilen nitelikli cinsel saldırı suçuna dair ulaşılan çözümü, haklı kılıcı zorunlu unsurların, ve bu suçun, sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün delillerle soruşturma ve kovuşturmalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz incelemesini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu, fiillerin eleştiriler dışında doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç
tiplerine uyduğu, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, anlaşıldığından sanıklar müdafilerinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, temyiz talebinin esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 24.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.